Bir telaş, bir koşuşturma, bir panik ve heyecan yumağında eliniz ayağınız dolanırken tökezleyip düşeyazdığınızda tutunacak kaç dalınız var?

Ya da kaç kişiye telaş, koşuşturma, panik ve heyecan yumağında eli ayağı dolanırken tökezleyip düşeyazdığında tutunacak bir dalsınız?

Her şeyi yetiştirip bitirebilme ihtimalini zorlamanın alıp götürdüğü kaç küçük dal var hayatınızdan? Herşeyi yetiştirip bitirebilme ihtimalini zorlamanın alıp götürdüğü küçük dalların kaçıncısısınız?

Siz bir ağaçsınız, etrafınızdakiler dallarınız. Sadece tökezleyip, başınız sıkışıp yüreğiniz daraldığında elinizin kendiliğinden arayacağı küçük dallar mıdır etrafınızdakiler?

Hayatınızın normali nedir?

O normal akışta kimseye ihtiyacınız, muhtaciyetiniz yok; sadece kendinizi mi yaşarsınız?

Yapayalnız bir hayatta ısrar mıdır durum, hayatınızın dışında tutma bahaneniz mi tüm bu meşguliyet halleri; önce bir kendinize sormalısınız sonra da cevap vermemelisiniz… İyisi mi bir şey sormayın; kendi haline bırakın.

Her verilmeyen cevap, sorunun ne kadar doğru olduğunu tarif eder ya, iyisi mi yokmuş gibi davranın; zaten hiç olmadığınız gibi…

Kabullenme cesareti sizi ilgilendirmesin, ya da reddetme cesareti.

Bırakın herşey olacağına varsın; her ne kadar olacak bir şey kalmadıysa da artık.

Herşeyin geride kalıp görünmez olduğu, ilk hallerinden arındığı bir sıradanlık yarışında bu kez siz birinci geldiniz:

Tebrikler!