Siyasal iletişim kampanyalarında anket sonuçlarının önemi birkaç açıdan önem taşıyor.

İletişim kampanyası stratejisinin belirlenmesi açısından, seçmenlerin öncelikleri ile eğilimlerinin bilimsel yöntemler kullanılarak belirlenmesi, anketlerle mümkün.

Kararsız seçmenlerin oy verme davranışlarının netleşmesine katkıda bulunması, siyasal iletişim kampanyaları açısından anketlerin bir diğer önemi.

Kıbrıs’ın güvenilir ve deneyimli kamuoyu araştırma şirketlerinden KADEM, uluslararası ciddi kurumlar için saygın araştırmalara da imza attı.

Aralık seçimlerine ilişkin son araştırmasının sonuçları yeni yayınlandı. Araştırmanın birkaç önemli noktasına, siyasal iletişim kampanyaları açısından yolun daha çok başında iken dikkat edilmesi gerekiyor.

Alan araştırmasının %90’ının 28 Haziran’da tamamlanmış olması birinci nokta. Bu tarih, Barış ve Demokrasi Hareketi kurulmadan, kamuoyuna açıklanmadan önceki döneme denk düşüyor. Yine Cumhuriyetçi Türk Partisi’nin ana seçim stratejisinin omurgasını oluşturan Birleşik Güçler adlı Tüzük Kurultayı’nın da yapılmadığı bir döneme denk geliyor.

CTP’nin tüzük kurultayı ve BDH’nın kamuyuna açıklanması öncesinde %90’ı tamamlanan ankette, seçmenin oy verme eğilimini ölçen sorular da haliyle bu çerçevede yapılandırıldı. CTP ile ilgili soru “CTP içinde çözüm ve AB yanlısı güçler”, BDH ile ilgili soru da “Akıncı liderliğinde, TKP odaklı sol bir ittifak” olarak formüle edildi.

Her iki soru da bugünkü politik alanın haritasına denk düşmüyor; ama yeni duruma önemli ipuçları veriyor.

Seçimlerde çözüm ve AB yanlılarının iş ve güç birliği arayışlarının devam ettiği, birlik çağırılarının yinelendiği bir dönemde yapılan çalışmada bugünkü politik ortama tam anlamıyla denk düşmese de, CTP ile BDH’nın toplam oy oranı, Ali Erel önderliğinde Ticaret Odası odaklı liberal bir hareketin desteğiyle %50’ye yaklaşıyor.

CTP’nin açılımı ve BDH’nın sol odaklı olmaktan çok öteye giden halk merkezli yapısı ortaya çıktıktan sonra, bu %50 limitinin de yukarılara tırmanması, kararsızlar arasından ciddi bir seçmen kitlesinin tutumunun netleşmesi öngörülüyor.

Herşeyin daha yeni başladığı bugünlerde yapılacak yeni bir kamuoyu araştırması, yeni politik iklimin seçmenin tutumu üzerindeki etkisini ortaya çok daha net bir şekilde çıkaracak.

Araştırmanın sonuçları, statükoya çok önemli bir mesaj veriyor. Statüko, daha bugünden kaybetmiş durumda. Bu tablonun, UBP ve DP’nin alışılageldik seçim dönemi mavi boncuk dağıtma siyaseti ile tersine çevrilebilmesi artık imkansız. Seçmenin Aralık ayında sandığa giderken sıradan, rutin bir seçim değil, eski ile yeni; statüko ile Avrupa Birliği arasında bir tercih yapmak üzere gideceği dikkate alındığında, “seçim yatırımları”nın dengeleri ne denli yerinden oynatacağı ciddi tartışma kaldırır hale geliyor.

Bir sonraki anketin sonuçlarının satatükocular açısından çok daha büyük bir hezimetle sonuçlanacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok.

Özellikle çözüm ve AB yanlısı oluşumların politikalarının netleşmesi, seçmene Kıbrıs gerçeklerine dayalı mesajları vermeye devam etmeleri, statükocuların dünya ve Kıbrıs gerçekleri ile ters “açılım”lar yapmaya devam etmeleri herşeyi daha bir netleştirecektir seçmen açısından.

Gerçekler ve uluslararası politika ile uluslararası hukukla ters düşen hilkat garibesi yeni açılımların devamı, halkın geleceğine son derece önemli katkılar yapıyor çünkü. Sarayönü politikacıları ile dünya ve AB çaplı politik söylemlerin mukayesesi açısından DP Genel Başkanı Serdar Denktaş’ın tabiri ile “daha çok sürprizler yapılması” son derece yararlı olacak haliyle…

Seçmen, sandığa gittiğinde karar verirken çok net bir talo ile karşılaşacak çünkü: İdare-i maslahat mı, günübirlik politikalar mı; yoksa yeni bir Kıbrıs, yeni bir gelecek, Avrupalı bir devlet mi?

Temel sorun, sürprizlerin devamı ile daha bir netleşecek.

Sırada hangi sürpriz var acaba?