Hayatta eğlenmeyi en sevdiğim tipler eğilip bükülebilen, ince hesap yapabilenlerdir. “Şöyle derse şöyle derim, şöyle şey ederse şöyle şey etmek menfaatim icabıdır”cılar, çok şekerdirler. Durumlara göre vaziyet alıcıdırlar. Durumu ortaya çıkarmaya gayretle değil, alacakları vaziyeti hesaplamakla geçer ömürleri, çok tatlıdırlar. Şundan faydam ne olur, şu durumu nasıl kullanır yarar sağlarım hesapları, zekice değil kurnazcadır. Öyle bir salınmacı, öyle bir dolanmacı, öyle bir zıplayıp hoplayıcı karakterleri vardır ki; salınıp dolandıkça, zıplayıp hopladıkça çok iyi işler çıkardıklarının hazzını yaşarlar ve bu halleri, katmerli kremadır. Tadından yenmezler, çok severim.

Bu tipleri bulma konusunda özel bir yeteneğim olmakla birlikte, kendilerinin bana denk gelme konusundaki şanssızlıklarının orantısal büyüklüğü de küçümsenmemelidir.

Siz kıymetli okuyucularımın zaten bildiği gibi mesele, duruş pozisyonuyla alakalıdır. Hayatın neresinde, nasıl, ne için durduğunuz tipinizin karakteristiğini belirler. Kendinizi lafla izah, tipinizin karakteristiğini anlamlandırma gayretiniz çoğu zaman manasızdır. Kimsenin yoğurdum ekşi demediği sözünü miras bırakmadı mı atalarımız söz olarak bize? Atalarımızın başka mirasları da vardır bu meseleyle doğrudan alakalı olarak, bilirsiniz, yer ziyan etmeye hacet yok.

Evvelce de temas ettim, hayattayken daha iyi bir hayat tahayyülümüzün ne olduğu mühimdir. Meseleyi derinleştirmeden evvel kısa kısa analizler yapıp çerçeveler çizmek, bu çalışmanın salahiyeti açısından yol gösterici olabilir.

Sırta biniciler
Eğilip bükülmeci, yıkamacı yağlamacı ve ince hesap yapabilitesi yüksek karakter tiplerinden birincisi, Sırta Biniciler Sınıfıdır. Bunlar, alfa kategorisinde yer alırlar. Temel hususiyetleri şöyle özetlenebilmektedir:

Güç ve iktidar algıları mikro düzeyde işlevseldir. Uçan kuşun kanadının rüzgârından kendilerine hangi faydaları temin edeceklerini hesaplarlar. Üşenmeyip vakitlerinin büyük bölümünü, kuş gözlemciliği ile ziyan ederler. Kuşların uçuş güzergâhlarını, tahmini uçuş yüksekliğini, sürüdeki kuş sayısını gözlemlerler ki, doğru zamanda doğru yerde olup maksimum faydayı sömürebilsinler. Kuş türü önemli değildir. Minik kuşlar, cici kuşlar, büyük kuşlar, kart kuşlar, çıtır kuşlar… Kanatları olsun yeter! Hayattaki doğru yer tanımları, kanatlı kuşlara bağlıdır: Kuşlar nereden geçer, nerede kanat çırparlarsa, Sırta Biniciler Sınıfı mensupları için doğru yer orasıdır. Sırta Biniciler Sınıfı mensubu 8 eleman beni ziyadesiyle eğlendirmiştir ve bir kısmı hala eğlendirmeye devam etmektedir. Kendilerine memnuniyetlerimi şey ediyorum. Tarafımdan çok sevilmektedirler, eğlendiriciliklerinden mütevellit!

Tembeloterlerler
Atalarımızın bilâ-ücret miras bıraktıkları sözlerinden de anlaşılabileceği gibi, “armut piş ağzıma düşçüler”  eğilip bükülmeci, yıkamacı yağlamacı ve ince hesap yapabilitesi yüksek karakter tiplerinden ikincisidirler. Kendileri Armut Piş Ağzıma Düşçüler Sınıfı’nı oluşturan tembeloterlerdir.

Güç ve iktidar algıları orta düzeyde işlevseldir. Hangi ağacın hangi dalında çiçek açıp meyveye dönecek kadar kalıcı olabileceğini hesaplarlar. Gidip o çiçeğin altına kurulup ağızları havaya bakar şekilde sırt üstü yatıp beklerler. Sabırlıdırlar. Sezgilerine güvenir, ağaca bir damla su vermez, tek çapa vurmaz öylece uzanıp beklerler. Vakitlerinin önemli bir kısmında çiçek ne zaman meyve tutar, armut ne zaman hamlıktan çıkar, olgunlaşır, hangi vakit tam olarak hangi noktaya düşer diye derin derin düşünürler. Ucundan tutmak, emek harcamak, birlikte üretmek gibi saçma sapan hasletleri yoktur. Olan olur, armut ağza düşür felsefesi ile tartışmasız yatış pozisyonlarından zırnık taviz vermezler. Misal armut olgunlaştığında dahi, uzanıp koparmak için kıllarını kıpırdatmazlar, öylece ağızlarına düşüşünü beklerler. Nasıl olsa düşecektir sabırları, “Derviş sabrı” olarak markalaşan kategori ile yarışacak kadar önemlidir.

Armut piş ağzıma düş sınıfı mensubu tembeloterlerden 34 tanesi ömrü hayatımda beni eğlendirmiş bulunmakta, 6 tanesi halihazırda görevlerine devam etmektedirler. Gelmiş geçmiş tüm tembeloterlere hürmetlerimi  çikolata şelalesi kıvamında şey ettirmek bu yazıya kısmet oldu. Görevini sınıfsal sadakatle idame ettirmekte olan 6 temboleteri, eğlence dünyama yaptıkları katkıdan dolayı yattıkları yerde olmak kaydıyla, muhabbetle kucaklarım.

Dihdiciler
Makinistler ve moda tabiriyle mekanikerlerin çok iyi bildiği yağ seviyesini ölçen çelik çubuk dihdi, eğilip bükülmeci, yıkamacı yağlamacı ve ince hesap yapabilitesi yüksek karakter tiplerinden üçüncüsüne isim babalığı yapar.

Dihdi, el yanmadan motor yağını ölçtüğümüz çok güzel bir şeydir!

Dihdiciler, çok muteber eğlence kaynaklarıdırlar. Dihdiciler, humbaracılar kadar olmasalar da kapıkulları kadar ehemmiyet arz ettiklerini düşünürler. Güç ve iktidar analizleri adanmışlık izlenimi verecek kertede iyidir.

Malumu aliniz, dizel ve benzin motorlar –elektriklileri inceleme fırsatım henüz olmadı- piston sistemiyle çalışır. Piston hareketinin sürtünmeden dolayı açığa çıkardığı ısı, motor sıcaklığı olarak ölçülür. Bu ısı, mutlak surette el yakıcı derecededir. Bir diğer önemli hususu ise, piston hareketlerinin aşınmayı önlemesi maksadıyla kullanılması zaruri olan yağdır. Yağ miktarının belli bir düzeyin altına düşmesi, motor sıkışmasına neden olduğundan –golos veya mayna diye de ifadelendirilir teknik olarak- yağ seviyesinin rutin kontrolü hayati mahiyettedir.

Eğilip bükülmeci, yıkamacı yağlamacı ve ince hesap yapabilitesi yüksek karakter sınıflarından dihdiciler, “ağbi sen yanma ben hallederim” modunda bir çeşit fedai edasıyla “gün gele şey olurum” bilinciyle yağ ile teması hiç kesmezler. Sağ olsunlar, eğlence dünyama bir dönem çok ciddi katkı yaptılar, kendileriyle tebdili mekânlar silsilesi dolayısıyla, zaman içinde defaten vedalaştık.

Lakin, anti-bükülgen karakter sahipleriyle temasımız mekânsal sınırlılıkları aştığından -nem kapma hassasiyetleri açısından- alenen tenzih edilmeleri zaruret arz etmektedir: Kendilerini ki kendilerini bilmektedirler, itinayla tenzih ederim!

Hülasa, ince hesap güzeldir de yapanı hep kuyrukçu pozisyonuna düşürmesi açısından sonuçları çok kaba olmaktadır. Kabalık hasebiyle sonuçları ironik değil, sadece eğlenceli olabiliyor.

Meseleyi derinleştireceğiz demiştik ya, unuttum sanmayınız; bu dip düzeydeki sınıfsal aidiyetler açısından, hakikaten uğraşmaya değmez…