KKTC Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylık meselesi hiç bu seferki kadar erken gündeme gelmedi. Meseleyi gündeme ilk olarak Mehmet Ali Talat’ın taşıması ve CTP’ye ısrarlı “beni adayınız olarak açıklayın” çağrısında bulunmasının nedenleri önemlidir.

Talat, acemi ve CTP dengelerini bilmeyen yeni yetme bir politikacı değildir. Talat’ın parti yönetimine her fırsatta açıktan çağrıda bulunup aday gösterilmek istenmesinin nedenlerinin başında, CTP içindeki parti içi hesaplaşma sürecinde tasfiye edilmesi hedeflenen ekibin güçlü bir halkası olduğunu bilmesi vardır.

ctp_pm

Hesaplaşma KÖGEF kökenlilerin, bir diğer ifadeyle bıyıklıların tasfiye edilmesi, etki alanlarının daraltılması çalışmalarıdır. Eskiler-yeniler gerilimi olarak görünen bu gerilim hattının en önemli aktörlerinden biri Siber Siber’dir.

Geçici hükümetin başbakanı olması için CTP MYK’sına bizzat Genel Başkan Özkan Yorgancıoğlu tarafından önerilen Sibel Siber bu gerilim hattının en zayıf halkasını oluşturuyor. Uzun süre Sibel Siber üzerinden yürütülen algı yönetimiyle yeni olanların ‘iyi’ olduğu, partiye güç katıp kucaklayıcı oldukları mesajı hem parti tabanına, hem de kamuoyuna sistematik bir şekilde verildi.

Siber’in kulağına kar suyunu kim kaçırdı?
Sibel Siber hem geçici başbakanlığı döneminde hem de meclis başkanlığı döneminde suya sabuna dokunmadan, mayınlı alanlara girmeden hoş, güzel, umutlu, sevecen, kucaklayıcı, duygusal, hassas, sevgi dolu bir imaj yaratmakla iştigal etti.

Geçici başbakanlığı döneminde CTP’nin iki önemli önde geleninin kendini makamında ziyaret ederek, cumhurbaşkanlığı adaylığını düşünmesi gerektiği ile ilgili kulağına kar suyu kaçırdığı CTP kulislerinde yaygın bir şekilde biliniyor. Hatta Siber yakın çevresine bu meseleyi defalarca anlatmıştır.

Kimdi bu iki sima? Şimdilik şu kadarını yazmakla yetineyim: Biri kabinededir, diğeri ise yakın dönemlerde Lefkoşa İlçe Başkanlığı yapmıştır.

Bu iki ismin etrafındaki çember, isimlerden daha da önemlidir. Bundan daha da önemli olan, Sibel Siber’in aklına cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesinin neden sokulduğudur. Partinin üyesi olmayan, BG vekili olan Sibel Siber, CTP’nin bıyıksızlar ekibi tarafından neden CTP’nin cumhurbaşkanı adayı yapılmak isteniyor?

Kestirmeden diyeyim: Talat tasfiye edilmeden CTP’de, KÖGEF ekibinin hem tabandaki hem de kritik kararların alındığı yetkili organlardaki ağırlığını kırmak mümkün değildir.

Sibel Siber bu projenin bir açıdan “kritik” aktörü, diğer açıdan da “mezesi” yapıldı.

İlke ve program partisi olduğunu söyleyen CTP, cumhurbaşkanı adayı belirlemek için toplumun nabzının tutulması gerektiğini, anketlerin ve halk eğilimin önemli olduğunu dillendirmeye başladı. CTP değil, CTP’nin tasfiyeci kanadı ifade etti bunu.

CTP’ye varlık nedenini yok saydırmak
Burada kritik nokta şuydu: Sibel Siber’in elinde bir anket vardı ve Talat’tan öndeydi. Bu anket sonuçlarının Siber’e hangi çevreler tarafından verildiğini es geçiyorum. Eğilim ve profil konseptinin bu sonuçlardan hemen sonra yükseltilmesi dikkat çekicidir.

Sibel Siber, CTP Parti Meclisi’nde “interaktif” olmasını talep ettiği bir konuşma yaptığı gün, CTP’nin cumhurbaşkanı adayı olma ihtimalini sıfırladı. Siber konuşmasını “halkın algısı ile uyumlu siyaset yapılması gerektiği” çerçevesinde kurdu. CTP’nin artık Kıbrıs sorununun çözümü eksenli değil, KKTC’nin kurumlarının yüceltilmesi, devlet-halk kucaklaşmasının tesis edilmesi zemininde siyaset yapması gerektiğini anlattı. Bir diğer ifadeyle kurultaydan sonraki en yetkili organa, CTP’nin Parti Meclisi ve çekirdeği ile kurucu tabanının CTP’nin varlık sebebi olarak bildikleri, savundukları, kabul ettikleri çözümün modasının geçtiğini söyledi.

Siber’in konuşmasından sonra söz alanların sert tepkilerine önündeki kağıtları yırtıp çantasını omuzuna takarak toplantıyı terk ederek verdiği tepki, Parti Meclisi tarafından karşılıksız bırakılabilecek bir davranış değildi.

Karar verildi
Bu toplantı ertesinde yapılan cumhurbaşkanlığı seçimleri konulu toplantıya katılması da hoş karşılanmadı. Bu toplantıda Parti Meclisi’nin “MYK’nın anket, yoklama” konularındaki kamuoyuna duyurulan süreçleri tamamlamasını beklemeye gerek olmadığı, Talat’ın CTP’nin tartışmasız adayı olması gerektiği kararının net olduğu Genel Başkan’a açıkça söylendi. Parti Meclisi daha fazla beklemeden kararını vermeye hazırdı. Ancak MYK, Genel Sekreter ve Genel Başkan’ın kamuoyuna duyurduğu süreçlerin tamamlanmasını beklemeye “şeklen” ve “nezaketen” hazır olduğu da söylendi.

28 Ağustos Perşembe günkü Parti Meclisi toplantısında, zaten alınmış olan Mehmet Ali  Talat’ın CTP’nin 2015 cumhurbaşkanı adayı olduğu kararı kamuoyu ile paylaşılacak.

“Şirket” tarafından Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 1 Eylül Pazartesi günkü resmi ziyareti bahane edilip, “kendileriyle istişare etmemek nezaketsizlik olur” gibi bir “duruş” dayatılmazsa, sonuç budur.

“Şirket” ne midir? Bir de Siber bağımsız aday olur mu? Bir sonraki yazıya…