Hafta sonu top modelle başlayan eğlence hayatına derin alakam devam ediyor.

Akşamları kayınpeder ile Youtube’da eskilere yaptığımız uzun türkü ve orkestral müzik yolculuklarında çok şık duraklarda demlenirken, sağ kolondaki tavsiyelerin cazibesine kapıldığımız da oluyor. 1970’lerin güzide ekiplerinden Esin Engin Orkestrası’nın enstrümental “Ah Azize”  yorumu beynimde yepyeni pıtırcıkların pırtlamasına neden oldu.

Dünyanın bütün işçileri birleşememişti, peki ya dansözleri? Dansözlerin menajerlik müessesesi kurumsallaşabilmiş miydi?

Bu meselelerin ciddiyetle ele alınabileceği yegâne programın yapımcı ve sunucusu olmak fevkalade bir avantajdı. Şükürler olsun!

Meselenin tarihsel boyutuna da girebilmeyi elbette arzu ettim, lakin format gereği adaylardan da katılım şarttı.

Sadece dansöz ve menajerlerle geçiştirilebilecek bir program değil PARTY TIME malumunuz olduğu üzere: Ciddiyet, istikrar, tutarlılık ve biriciklik PARTY TIME’ın köklü geleneğinin esaslarını teşkil ediyor.

TARİHSEL EKSİKLİK
Oryantal Nesrin Topkapı hanımefendinin, 1980’lerdeki saat 12’yi vurunca TRT’de başlayan yılbaşı danslarının hatıratımdaki yerini ele almak nasip olmadı. Oryantal Hayal hanımefendi ile Oryantal Menajeri Münevvere hanımefendiler ile kıymetli muhabbetimizin, bu eksikliği hissettirmeyecek kadar samimi oluşu tek tesellimdir.

Hamdullah, PARTY TIME’ın klasikleşen “Dokunmayın Şabanıma” fon müziğini ‘oryantal’izmin hatırına bu sefer Ah Azize ile değişti.

Bu antidemokratik karardan endişelendim. Yanlış anlaşılabilirdi. Nihayetinde pek kıymetli milletvekili adayları da VIP davetlimizdi. Hatta ikisi eski bakanlardandı. Bir diğeri ise AKP’li olduğu spekülasyonları ayyûkka çıkan TDP Mağusa adayı hanımefendiydi. Bu siyasi VIP davetlilerle memleket meselelerini istişare ederken fondaki müzik yanlış anlamalara sebebiyet verebilecek potansiyele sahipti. Evvela milletvekili adaylarıyla başlamayı daha münasip gördüm.

SAYIN BAŞKAN DEĞERLİ ÜYELER
UBP milletvekili, eski Ekonomi ve Enerji Bakanı, UBP Mağusa İlçe Başkanı kadim dostum Sunat Atun ile başladık. GİAD’da hafızam beni yanıltmıyorsa bir buçuk dönem teşriki mesai ettiğimiz Atun ile aramızda “Sayın başkan değerli üyeler” repliğinin güzide bir yeri var. Kendilerini o kadim replikle karşıladım.

İtirafımdır, çanak soru sordum!

Program öncesi yaptığımız telefon davetinde “Toparlanıyoruz Hareketi karnemi açıkladı onu da sor” ricasına “önceden sipariş çanak sorular PARTY TIME felsefesine aykırı ancak eski günlerin hatırına siparişini temin edeceğim” sözünü verdim kendilerine.

Sunat Atun’un ricası üzerine canlı yayında okuduğum karnesine, itirazı vardı. “O zaman velinize imzalatıp yeni dönem başladığında geri getirmeyeceksiniz demek ki” diye hislerine tercüman oldum.

Kriterlerin objektif ve bilimsel olmadığının altını çizerek, belli ki iyice düşünüp billurlaştırdığı eleştiriler yaptı Toparlanıyoruz Hareketi’ne. Hareketin karneler dağıtılana kadar kendini ümitlendirdiğini, Toplum Sözleşmesi ile çok iyi bir düzey tutturduğunu ifade buyurdular. Vekillerin performansını değerlendiren karnelerin yayınlanmasını ise saldırganca bulduğunu söyleyen Sunat Atun, “İnsanımızın hoşgörü, uzlaşı ve diyalog kültürü var. Bu karneler bu kültüre uygun değil” dedi.

İki merhaleli kurultay savaşlarında Ahmet Kaşif ile yaptığı başlangıcın Umre ziyaretinden sonra İrsen Küçük yanında devam ettiğini, bunun nedeninin ne olduğunu sordum.

Sunat Atun, Kaşif’in kişiliğine sonsuz saygısı olduğu, kurultay netleşmeye başlayınca Kaşif’in yakın çevresi ile uyuşmazlık yaşamaya başladığını açıkladı. Bakanlıktan istifa edip ilçe başkanlığına adaylığını açıkladığını, Mağusa’ya döndüğünü fakat Kaşif ekibinden “destek görmediğini, bir başka kişinin daha aday gösterildiğini” belirterek kopuş nedenini izah etti. Meselenin Umre ziyareti ile ilgisi yoktu ve inançlarının lise yıllarına kadar uzandığını söyledi. İnançların gündem yapılmasını doğru bulmadığımı söyledim. PARTY TIME inançları tartışmayı kabul etmiyordu.

1998’de Meclis’te UBP milletvekili olarak giren, 2005’te CTP’den milletvekili seçilen, bakanlık yapan Önder Sennaroğlu ile de parti programındaki hayvancılık politikalarını konuşma fırsatı buldu. TDP Mağusa milletvekili adayı Fatma Solmaz hanımefendi ile hakkındaki spekülasyonları konuştuk. Pek bir rahatsızdı.

Solmaz şöyle dedi: “Zeki ve akıllı bir adam olan genel başkanımız Mehmet Çakıcı ‘basına bir şey lazımdı, AKP meselesini aldılar kullandılar’ değerlendirmesini yaptı”.

18 yaşından itibaren UBP’li olduğunu ve haksızlığa uğradığını düşündüğü yakın geçmişte partisinden kimseyi yanında bulamadığından yakınan Solmaz, “TDP’den adayım. Uyan Kıbrıs Türkü! Kendi balığını kendin tut diyorum” ifadelerini kullandı. Solmaz, “AKP’nin hayranı değil, hizmetlerinin aşığıyım. İnançlı bir sosyal demokratım” değerlendirmesini yaptılar.

PİYASA ZORDA
Oryantal Menajeri Münevvere hanımefendi ile çok şeker bir sohbet yaptık. Sağ olsunlar her soruyu açık yüreklilikle yanıtladılar. Anlaşıldı ki dansöz piyasası büyük otel ve kumarhanelerin eğlence organizasyonlarıyla rekabet edemiyordu.

Büyük balık küçük balığı yuttu yutacaktı. Memleketin bütün dansözlerinin birleşmesini, eğlencesiz, dansözsüz, çalgısız çengisiz bir hayatın üretkenlik ve yaratıcılığın gelişmesine izin vermeyeceği değerlendirmeme kendileri de gönülden katıldılar. “Memleketin bütün dansözleri birleşin!” sloganını birlikte attık canlı yayında. PARTY TIME bu örgütlülüğe öncülük etmeye hazırdı.

Nihayette oryantal Hayal hanımefendi ile meseleleri etraflı bir şekilde masaya yatırdık. “Siyasetçilere zaman zaman dansöz gibi kıvırıyor denilmekte. Bu ifade sizi incitiyor mu”? soruma şu yanıtı verdi:

“Tam aksine, bizim sanatımıza öykünüyor olmalarından gurur duyuyorum!”

Mesele buydu Azize!