Adresi yok bu yazının, varacağı bir liman da…

Satır arası mahcup saklı utangaç soruları da…

Alıcısı belli değil, bilinemedi.

Tanınamadı.

Kaçtı hep.

Her bellendiğinde bir o kadar uzaklaştı.

Her uzaklaştığında daha iyi bellendi.

Kaça kaça uçurumun eşiğine geldi; ha düştü da düşecek.

Tutunacak bir dal, yok.

Sığınılacak son liman fenerini söndürdü, bir daha yakmamak üzere…

Limanlıktan istifa etti.

Liman taklidi tuluat günleri şimdi pek uzak.

Kahvaltı edilmedi müstefi limanla.

Yıldızlar sayılmadı.

Uzun içdöküşseanları yapılmadı.

Asla teslim olunmadı.

Hiçbiri görünmüyor, karanlıkta.

Hepsi bir yanılgı.

Hepsi bir yenilgi.

Hepsi bir teslimiyet.

Yazılar yürek burkmadı.

Yıldızlar gölge yapmadı.

Tılsım, bir hezeyandı.

Adresi yok bu yazının, varacağı bir liman da…

Kimse üstüne alınmasın, o bir hiç kimse çünkü.

Tılsım, bir hezeyandı.

“Püf”lenen fener bir daha yanmadı…

Hiç kimse, o limana varamadı.