Nereden bilebilirdik ki böyle olacağını?

İnce hesaplarkeşmekeşi içinde fotoğrafların bile paylaşılamayacağı bu ‘birlikteliğin’, sahte sırıtışlarının, böbürlenmelerinin boğacağını bizi? Nereden bilebilirdik?

Nereden bilebilirdik böyle olacağını?

Biraz var olur gibi yapan, aslında hiç olmayan bu ‘birlikteliğin’ günlerimizi, konuşmalarımızı, düşünüşlerimizi ve hislerimizi bu kadar körelteceğini bilebilseydik, kurtulabilir miydik tüm bu düştüğümüz hallerden?

Nereden bilebilirdik böyle olacağını?

Bilebilir miydik sahteikizkankardeşleri olduğumuzu?

Birbirimizi boğacağımızı bilebilir miydik?

Nereden bilebilirdik böyle olacağını?

Bilebilir miydik zıtlıkların içimize işlediğini, içimizin zıtlıklarını birbirimizde keşfettiğimizden sahteikizkankardeşleri olduğumuzu?

Nereden bilebilirdik böyle olacağını?

Tüm sırıtışların sahteliğe olan mahkumiyetinin, sırıtmaların tebessümden öte olmasından kayaklandığını anlayabilseydik eğer, düşer miydik bu hallere?

Bilebilseydik böyle olacağını, kaçtığımızın esiri olur muyduk sahteikizkankardeşleri olarak?

Yağmurdan kaçarken kendimize tutulur muyduk ikizkardeşliğimiz sahte olmasa?

Nereden bilebilirdik en çok sahteikizkankardeşlerinin mutsuz olduğunu

Nereden bilebilirdik bu ‘birlikteliğin’ büyük bir yanılgı, en büyük yanılgının sahte sırıtışları sineye çekmek olduğunu?

Nereden bilebilirdik böyle olacağını?

Çokgeçkalmışlıklarımıza tutsak ettik kendimizi; yarının hükümlüsüyüz, affedebilecek miyiz birbirimizi?

Açık söylemek gerekirse bilebilseydik böyle olacağını, yine de böyle olurdu.

Nereden bilebiliriz affedilip edilemeyeceğimizi?

Unutkanlık bir büyük meziyet ama…