Şimdi, zamanın mişli geçmiş.

Ders çıkarılmayan şimdiki zamanların akıp giderken ardında bıraktığı kırmızı ışık huzmeleri, ay ışığına direniyor.

“Mevsimin ilk karı, yüksek tepelere düştü” haberi yazıyor gazeteler, radyolar da okuyor sayfalardan, “basın özetleri” diye. Özetimiz çıkıyor her sabah; “şimdi güzel bir parça dinleyelim çay yudumlama arasında” radyo spikerlerinin.

Oysa yüksek tepelere kar düşümü mevsimlik bir rutin olabilmiş değil henüz: Olağanüstü bir durum, mevsimsel dönüşümlerin sıradanlığının dışında kar düşüşü o tepelere. Ama o denli teslim etmişiz ki dilimizi, akıl kovalamaca akışımızı bizim için de öyle kurulmalı cümle: Mevsimin ilk karı düştü.

Mişli geçmişi zamanın şimdi.

“Bile bile lades koşuşturmacılarından fırsat bulup kendim için birşeyler yapmaya namus ve şerefim üzerine söz veriyorum” törenlerinden biri daha başlıyor. Bir sigara, kasılan mide, öğürtü, balık kırpıştırma taklidi dudak sarkıtma ritüeli… Sonra nefes borusunun patladığı zannıyla haylaz kaçamaklar yapma pişkinliği ile ıslak ıslak nefes borusuna hücum eden hava. Hiç hava kesmeme geleneğinden beslenen tüm akıllar toplamını sarsamıyor, hava yine bir hava kesemiyor. Soğuktan ıslanan odanın zavallı ikinci çubuğundan amir yazısıyla men edilen sobasının tek çubuğu, dövünür durur.

“Bu pahalıdır ama ha” demenin lüzumu neydi?

Ara sıra kullanılan bir şey olmakla birlikte, tütün için bir miktar olmaması durumunda “bu pahalıdır ama ha” ikazını yemeye fırsat vermeyecek tutum ve davranışlar geliştirmiş olmanın günahının bedeli mi?

“Sigara sağlığa zararlıdır reklamları için harcanan para ile kaç paket sigara alınır ayda hesabı” yapmak çok kolay. Mecralar belli, kuşaklar belli, tarifeler de ortada: Hemencecik hesaplamak gerek. Hesabı kitabı olmayan işlerle dikiş turtturulamayan bir gün yine. İş yok. Ne güzel…

Mişli geçmişi zamanın, şimdi.

Yine yanlış yapıldı anlaşılan. Yalanla gerçek, mümkünle hayal karıştırıldı birbirine. Oysa “mantar şarapta pişmeli kursu” değil ki sarı hız kesici bol tırtıllı yolun sol yanı. Öğrenilebilecek hiçbir şey yok orada; öğretilebilecek hiçbir şey de.

Şimdiki zaman bir şeye yaramaz.

Bitmeden yoktur hiçbir zaman kipi:

Herkes, ne öğrenecekse zamanın mişli geçmişinden öğrenecek.

Kimin ne öğrendiğini, şimdiki zaman hiçbir zaman bilemeyecek.

Dili geçmiş zaman, geniş zamana bilmişlik taslayacak.

Herkes, ne öğrenecekse zamanın mişli geçmişinden öğrenecek.