Vekil Ejder Aslanbaba, 7 bin 700 Dolar’dan neden 100 Dolarını viski, kuruyemiş, kola, puro ve çikolata almak için harcamıştı? Neden 8 bin değil de 7 bin 700 Dolar? Bütün Pazar kafama takılan bu sorunun yanıtını bulmalıydım. Bütün gece uyuyamadım. Neyse ki sabah oldu ve PARTY TIME başladı. Meselenin “çok boyutlu” olarak ele alınması gerekiyordu.

Yılların Nostalji’sinin işletmecisi ve barmen Enver Davulcu’yu bilirsiniz. Canlı yayında bu meseleyi istişare ettik. Enver Davulcu, viski ile çikolatanın iyi bir ikili olduğunu söyledi. Ejder Aslanbaba ile, yıllarını verdiği sektörde hiç karşılaşmadığını söylerken bahtiyardı!

Dereboyu’nun iyi mekanlarından Mahzen’in işletmecisi ve eski barmenlerden Sadık İnceer’e de sorduk. Bize şarap propagandası yapmaya, memleketin gerçek gündemini saptırmaya yeltendi. Anında müdahale ettim. İnceer, 100 dolara Aslanbaba’nın saydığı malzemenin arasındaki viskinin olsa olsa 18 yaş altı genç bir viski olabileceğini söyledi. 18 yaş altı viskinin içilmesinde yasal bir engel olmadığının altını çizdik. Aslanbaba’nın tercihi demek ki 18 yaş altı. Kuruyemiş olayının yanlış olduğunu söyledi Sadık İnceer. “İskoçlar gelip mangal başında et ve kuruyemişle viski içtiğimizi görse, memlekete viski satışını durdururlar”mış. Bizim kültürümüzde böyle! O zaman Necati Şaşmaz’ın yerine viski kültürümüzü iyi bilen Ejder Aslanbaba’nın Kültür Ataşesi yapılmasının uygun olup olmayacağını sordum. Sadık “Abi o işlere hükümet bakar” deyip geçiştirdi, ancak meseleye sıcak yaklaştığını kahkahasından hissettim.

Karpuzun öteki yarısı goes to…
Nazım Alagöz de barmen. Hemen aldık canlı yayına. Nazım’ın derdi başka! O da karpuzlu bir kokteyl icat etmiş. İlla ki onu anlatacak. “Oğlum içinde viski yoksa anlatma, konuyu saptırma” diye ikaz ediyorum. Lakin karpuza tav oldum! Bir sürü bir şeyi karıştırırken en son avuç kadar minik bir karpuzun yarısının mikserden geçirilmesi, karışıma ilave edilmesi gerektiğini anlattı. Meseleyi Ejder’e bağlamak şart! Çok düşündüm ve yapıştırdım soruyu: Diğer yarısını ne yapıyorsun Nazım Alagöz o karpuzun? Yanıt kahkahalar arasında geldi belli belirsiz: Ejder’e yolluyorum!

Mesele bu kadar basit değildi. Bir de puro boyutu vardı.

Gökhan Altuner’in de üyesi olduğu bir kulüp var: Profesyonel Küba Purosu İçicileri Kulübü! Şaka falan değil, gerçekten var…

Profesyonel Küba Purosu İçicileri Kulübü
Hemen aldık yayına Altuner’i. Gökhan Altuner bize kulübü ve faaliyetlerini anlattı. Kulübün yükünü DP Genel Sekreteri Bengü Şonya çekiyormuş, öğrenmiş olduk. Gökhan Küba purosu içmeyi bilmeyenlerde baş ağrısı, mide bulantısı ve kusma hissi yarattığını, içme tekniklerinin ehemmiyet arz ettiğini izah etti. Kulübe gazeteciler yanında parti genel sekreterleri ile dış ilişkiler sorumlularının da katıldığını söyleyince aklıma Ejder Aslanbaba’nın DP Genel Sekreteri olduğu günler geldi… “O dönemlerle Ejder Aslanbaba ile puro tüttürdünüz mü” diye sordum. Hay aksi, kısmet olmamış! Altuner, 100 dolar ile onca malzemeyle birlikte alınabilecek puronun Küba purosu olamayacağını açıkladı. Demek ki puro çakmaymış… Gökhan “Dominik purosu olabilir” dedi, ucuzmuş. Bir de kola ile puro kesinlikle olmazmış dedi Gökhan.

Meselenin ilahi boyutu
Meselenin bir de “helallik isteme” boyutu vardı. Vekil Ejder, Meclis Genel Kurul Salonu’nda basın mensuplarına 100 Dolar ile alıp içtiği viski, tüttürdüğü puro, çitlediği kuruyemiş ile yudumladığı kola için helallik istemiş, “helal edin be arkadaşlar” demişti.

Bunu bilse bilse bir ilahiyatçı bilirdi. Yusuf Suiçmez hocamı aradım. “Rüşvetin helalliği, viskinin helalliği olur mu hocam dinen” diye sordum. Sağolsun anlattı:

“Helallik istemek, kul hakkı yediğini veya yemiş olma ihtimalinin varlığını kabul etmek demektir. Kul hakkının tövbesi olmaz. Hakkı yenenin kendi rızasıyla helal etmesi gerekir” dedi. Siyasetçilerin icraatlarıyla büyük sevaplar kazanabileceği gibi, büyük günahlar işleyerek kul hakkı yeme ihtimallerinin de büyük olduğunu söyledi. Diğer tarafta, kul hakkı yiyen siyasetçinin toplumun bütün fertlerinden teker teker helallik alması gerekiyormuş. İşleri çoook zor demek: Dua etsinler de öteki taraf diye bir şey olmasın; sırat köprüsü mahşer, cennet cehennem falan; yoksa yandılar!

Kuruyemiş teknolojisi
Kaldı bir kuruyemiş. Tanıdığım en ciddi iş insanlarından biridir Haluk Ruhi. Con Kahve ve Con Kuruyemişleri’nin direktörü. Aradım. “Kaliteli kuruyemiş”in sırlarını sordum. Haluk bey meselenin ithalat sürecinde başladığını, taşıma ve muhafaza ile paketlemenin, hatta satış noktasındaki iklim koşullarının önemini anlattı. Devletin denetim yapması ve AB dökümantasyonlarını ithalatta şart kılmasını, bavullarla gelen kuruyemişin insan sağlığı için tehlikeli olma ihtimalinin yüksekliğini izah etti.

Kuruyemişin baş düşmanının nem olduğunu söyleyen Haluk Ruhi’ye, kıyı bölgelerindeki kuruyemişlerin nemli olma ihtimalini sordum: “Daha yüksek ihtimal” yanıtını verdi.

Parite helali!
Son halka neden sadece 100 Dolar harcandığının açığa çıkması idi. Para ve borsa işlerine kafası çalışan döviz bürosu işletmecisi Gökhan Naim’i aradım hemen. Gökhan Naim “ben bu ortamda siyaset konuşmam” dediği için sadece teknik meseleleri ele aldık. Çapraz kur oranlarının nasıl belirlediğini, prensiplerin ne olduğunu anlattı Naim. Amerikan Merkez Bankası FED’in para geliştirme programının uluslararası piyasalarda doları nasıl etkilediğini özetledi. Sterlin Dolar paritesinin 1.53 olduğunu belirtti.

İşin püf noktası buydu işte: Para piyasalarının kapandığı cuma günkü pariteden 5 bin Sterlin 7 bin 700 Dolar ediyordu. Ancak bugün piyasalarda parite değiştiği için 5 bin Sterlin’in 7 bin 600 Dolar ettiğini hesapladı Gökhan Naim!

Şimdi sıkı durun!
Ejder Aslanbaba, “deniz kenarında arkadaşlarımın şerefine yedim içtim” dediği 100 Dolarla bakın aslında ne yapmış:

  1. 18 yaş altı viski almış.
  2. Ucuz puro seçmiş.
  3. Deniz kenarında olduğundan büyük ihtimal nemli kuruyemiş yemiş.
  4. Kola alıp içtiği için kötü puronun keyfini bile sürememiş.
  5. Haziran sıcağında, bakkaldan aldığı çikolata, deniz kenarına gelene kadar eridiğinden yiyememiş.
  6. Sterlin – Dolar paritesinin seyrini iyi öngördüğünden, 5 bin Sterlin karşılığı aldığı 7 bin 700 Dolar’ın, FED kararı etkisiyle piyasaların açıldığı pazartesi günü 7 bin 600 edeceğini bilmiş.
  7. Aldığı rüşvetin, aslında partinin veya arkadaşlarının parası değil, toplumun tüm bireylerinin hakkı olduğunun idrakiyle, basın mensupları da dahil oralarda gördüğü herkesten helallik istemiş.

Bütün bunlar az şey mi?

Merakım şu ki, o Ejder’in viski şişesi şimdi nerede?

Bulan hemen Radyo Havadis’e, PARTY TIME’a getirsin; siyasi tarihimize geçti çünkü o şişe!