Toplumsal cinsiyet eşitliği, son genel seçimlerde olduğu kadar hiç trend olmamıştı.

Sabah akşam Doğuş Derya’ya maruz kalmaktan içim şişmişti. Sadece Doğuş Derya değil, özellikle yeni ve genç kadın milletvekili adayları, toplumsal cinsiyet eşitliği talebini ve idealini gerçekleştirmek için radyo radyo, televizyon televizyon, gazete gazete, sokak sokak cansiparene mücadele ediyorlardı o günlerde.

Kadın olmak güzeldi vesselam… Eşcinsellerle ilgili de birkaç kelime ediliyordu ama esas mevzu, kadın-erkek eşitliği vurgusuyla seyrediyordu.

Sağ olsun Cumhuriyet Meclisi, doğaya aykırı cinsel ilişkinin suç kapsamından çıkarılması ile ilgili mesai yapıp düzenlemeler yaptı. Sevinenler oldu, üzülenler oldu. Şahsen gündeminin ehemmiyet arz eden başlıkları arasında olmadığından, pek ses etmedim.

Doğaya aykırı cinsel ilişki meselesini yasak olmaktan çıkaran Cumhuriyet Meclisi’ne “o kadar iş güç varken bu muydu esas dert” diye sormak yakışıksız. Böyle bir gündemin olması, bu meseleye önem verenlerin olması da laga luga edilecek bir durum değil. Aynı şekilde böyle bir gündemi olmayanları, bu meseleye önem vermeyenlerin olması da laga luga edilecek bir durum değil. Hele hele böyle bir meseleye karşı çıkanların kendilerini ifade etmesi de laga luga edilecek bir hal değil. Değil mi ki toplum bir eşitsizlikler hiyerarşisidir? Eeee… O zaman gayet normal farklı farklı düşünceler, ifadeler.

Mesele homoseksüellerle homofobikler tartışmasına dönüverdi ya, pes!

Homoseksüeller mi hasta, homofobikler mi hasta minvalinde bir hır gür de gidiyor…

2010’da verilen söz
2012 yılında eşcinselliğin suç sayıldığı yasanın değiştirilmesiyle ilgili yasa değişikliği önerisi, gündem yoğunluğu gerekçesiyle Cumhuriyet Meclisi’nde ele alınmamıştı.
Aynı yıl, Uluslararası Lezbiyen, Homoseksüel, Trans ve Interseks Birliği (ILGA) Avrupa Politikaları Direktörü Silvan Agius KKTC’de düzenlediği basın toplantısında, 2010 yılında geldikleri kuzey Kıbrıs’ta eşcinselliğin suç sayıldığı yasanın değiştirileceği yönünde kendilerine söz verildiğini ancak gelinen aşamada hiçbir şeyin değişmediğini görmekten büyük üzüntü duyduklarını söylemişti. Agius, Avrupa’da eşcinselliğin suç sayıldığı tek bölgenin kuzey Kıbrıs olduğunu belirtmişti. Agius, Kuzey Kıbrıs’ta LGBT (Lezbiyen, Gey, Biseksüel ve Trans) bireylerinin yaşadıkları sıkıntıların bilincinde olduklarını kaydederek, bunun değişmesi için ellerinden geleni yapacaklarını vurgulamıştı zamanında.

Dünyada durumcuklar?
Mesela Hırvatistan, eşcinsel evliliğin önünü kapayacak bir referandum için sandık başına gitti. Evliliğin sadece erkek ve kadın arasında kurulacak bir birlik olduğu ifadesinin anayasada yer alıp almaması gerektiği oyladı, hayırcılar kazandı.

Mesela Avrupa Adalet Divanı, ülkelerinde eşcinselliğin suç sayıldığı kişilere iltica hakkı tanıma kararı aldı.

Mesela Rusya’da çocukların eşcinsellik propagandasından korunmasını amaçlayan bir yasa tasarısı kabul edildi. Yeni düzenleme hapis ve 25 bin Euro para cezası öngörüyor.

Mesela Güney Afrika, 2006 yılında eşcinsel evliliği yasalaştıran ilk ve tek Afrika ülkesi oldu.

İngiltere, Yeni Zelanda ve Fransa eşcinsel evliliği 2013 yılında yasalaştırdı.

Mesela İsrail, ülke sınırları dışında uygulanan eşcinsel evlilikleri yasal olarak tanıdı ama ülke sınırları içerisinde eşcinsel evlilik yapılamıyor.

Andora, Avustralya, Kolombiya, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Finlandiya, Almanya, Macaristan, İzlanda, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Slovenya, İsveç, İsviçre, ayrıca Arjantin, Brezilya ve Meksika’nın bazı eyaletlerinde eşcinsel evlilikler serbest.

Mesela Hindistan Anayasa Mahkemesi, eşcinselliği suç olarak nitelendiren sömürge döneminden kalma yasanın yürürlükte kalacağına hükmetti.

Başkent Yeni Delhi’deki mahkeme, aynı cinsiyetle cinsel ilişkiyi “doğaya aykırı bir suç” olarak nitelendiren yasanın 2009’da yürürlükten kaldırılması kararını geçersiz kıldı.

Yeni kararla Hindistan’da eşcinsel ilişkiye girdiği saptananlar yine 10 yıl hapisle cezalandırılabilecek.

Yüksek mahkeme, 2009’da eşcinsel ilişkiyi “doğaya aykırı suç” sayan, Hindistan’ın İngiliz sömürgesi olduğu döneme ait, 153 yıllık yasayı değiştirmiş, eşcinselliğin yasa dışı sayılmasının ayrımcılık niteliği taşıdığını, temel hak ve özgürlüklerin ihlali anlamına geldiğini belirtmişti.

Dikkat kaymış bir kere!
Tufan Erhürman Cumhuriyet Meclisi’ndeki konuşmasında, Ceza Yasası’nda doğaya aykırı cinsel ilişkinin suç olmaktan çıkarılması ile ilgili düzenlemenin toplumda bilinçsizce tartışıldığını ve tamamen “cahillik” olduğunu söyledi. Eşcinsellerin Avrupa’da birçok yerde evlenebileceğini söyleyen Erhürman, eşcinsel evliliğin anayasada düzenlenip düzenlenmemesinin günü geldiğinde tartışılabileceğini ifade etti.

Kusuruma bakmazsanız, esas cahilliğin, cinsel organ faaliyetlerine endekslenen bir gündem olduğunu ifade buyurmak isterim.

Toplumsal ve siyasal enerjimizi seferber ettiğimiz şeyler, ne kadar başka! Kafaları değişsek azıcık, ne çözümler buluruz, ne çözümler… Ama konsantrasyon hep başka yerlerde hükümetle vekillerin!

Yoksa ben de mi tedavilik bir homofobiğim?