Son dönemde Türkiye yetkililerinin KKTC ziyaretlerinde kullanılan yeni dil dikkat çekici.

Eski dönemlerdeki “yavruvatan ve milli davadan taviz vermeyiz” klişeleri dışında yeni bir dil kullanılması, yeni dönemin en belirgin farkı.

Eski dönemde, Türkiye yetkililerinin ziyaretlerinde çantalarında Kıbrıs sorunu ile ilgili yeni fikir ve dayatmalarla geldikleri, kamuoyuna ise klasik “anavatan-yavruvatan dayanışması” hamaseti ile seslenmelerine alışılmıştı.

Yeni dönemde, bu politik dil alışkanlığının Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Başbakan Davutoğlu başta olmak üzere yeni dönemdeki tüm ziyaretlerde hükmünü yitirmiş olduğunu tecrübe ettik.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 20 Temmuz ziyaretindeki konuşmasında, milli törenlerdeki beklenen ve alışılmışın aksine ilk kez “iki liderin çözüm yönündeki azim ve kararlılıklarından” söz etmesi önemli bir eşikti.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun Lefkoşa’daki basın açıklamasında AKEL Genel Sekreteri’ni Ankara’da ağırlamak istediğini söylemesinin ardından davetin resmileşmesi ve olumlu karşılanması bu yeni dilin en dikkat çekici ve somut örneklerden bir diğeridir.

O ÇANTA, DİPLOMAT ÇANTASI
Bu akşam saatlerinde KKTC’ye gelecek olan Türkiye Cumhuriyeti Avrupa Birliği (AB) Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır’ın remi temasları yarın başlıyor.

Peki göreve başlamasının hemen ardından “Çözüm, bizim bakımımızdan AB sürecinde, Kıbrıs sorunlarından dolayı ortaya çıkmış birçok engelin de kalkması anlamına gelecek” diyen Bozkır’ın çantasında ne var?

Bozkır’ın kariyerine kısaca bakınca şunu görürüz: O bir diplomat.

Siyasi alandaki serüveninde de bu yanı hep ağır bastı:

Dönemin başbakanı Turgut Özal’ın Dışişleri Danışmanlığı’nı yaptı. New York Başkonsolosu oldu. Cumhurbaşkanları Turgut Özal ve Süleyman Demirel’in Özel Kalem Müdürlüğü görevlerini yürüttü. Dışişleri Başdanışmanlığı, Bükreş Büyükelçiliği, Avrupa Birliği Siyasi İşlerden sorumlu Genel Sekreter Yardımcılığı, Dışişleri Bakanlığı müsteşar yardımcılığı, Avrupa Birliği nezdinde Türkiye Daimi Temsilciliği, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği, TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanlığı, Türkiye-ABD Parlamentolararası Dostluk Grubu Başkanlığı görevlerine yürüttü.

YENİDEN AVRUPA ROTASI
Hükümetin kurulmasından tam 5 gün sonra 11 yıllık bir kesintiden sonra yapılan Türkiye – AB Zirvesi ile birlikte, Türkiye rotayı yeniden Avrupa Birliği’ne kırdı.

Bu açıdan Volkan Bozkır’ın görevi, uzun süre neredeyse buzlukta bekleyen ilişkileri canlandırma açısından özel bir önem taşıyor.

Bugüne kadar Kıbrıs ile ilgili tüm açıklamalarında çözümü Türkiye-AB ilişkilerinin katalizörü olarak tanımlaması tecrübeli bir diplomat için tesadüf değildir.

Bozkır’ın yarınki resmi temaslarını tamamlamasının ardından saat 18:00’de BRT ekranlarında canlı yayında olacak.

Bozkır’ın çantası, Kıbrıs çözüm vagonuyla ilgili son derece olumlu mesajlarla dolu.

Çünkü artık Türkiye için Kıbrıs sorunu sadece Kıbrıs’tan ibaret bir sorun değil. Türkiye’nin Avrupa Birliği ilişkilerinin yeniden kalıcı bir şekilde rayına girmesi için, lokomotifin arkasına takılacak ilk vagonun adı Kıbrıs’tır.

Bozkır’ın çantasında işte bu ilk vagonu raya alma mesajları var.

Görünen odur ki KKTC temaslarında Bozkır, Avrupa Birliği ve güney Kıbrıs’a ülkesinin çözüm kararlılığını hatırlatacak.

Bozkır, kuvvetle muhtemel, Türkiye açısından Mart 2016 tarihinde bir referandum hedefinin önemini hatırlatacak.

Bozkır’ın bu hatırlatması, Anastasiadis’in yine iyimserlikle iç politikada sıkışan çekimser tavrındaki hallerini, Mart ayı ve referandum kelimelerini içeren yeni bir açıklamayla teyide teşvik edecek.

Çantadan çıkacak temel diplomatik sonuç, Anastasiadis’in çekimser tavrındaki hallerini AB nezdinde mükerrer teyidi olacak.