Daha önce düşünülenlerin üzerine kendimizden de katarak nasıl sahici bir şekilde düşünebiliriz? Bu soru üzerinde kendi kendime düşündüm.
Soruyu şöyle kurguladım:
“Kitle iletişimin, kişiler arası iletişimden temel farklarını etraflıca düşünün. Bu düşüncenizin sonuçlarından hareketle; anlamlandırma süreçlerinin kitlesel kontrolünün, sıradan insanların ‘daha iyi bir hayat’ arayışı/tahayyülü ile ilişkisi üzerine -kendinizi eksiksiz bir şekilde ifade edeceğiniz uzunlukta- bir deneme yazınız”.
Aklıma Ahmet Kaya geldi. Ahmet Kaya, Yusuf Hayaloğlu’nun şiirine “Başım Belada” albümünde can vermişti zamanında: Tezgâhtar Nebahat.
Sözler şöyle:
“Tezgâhtar bir kızdı o permalı saçlarıyla
Herkese gülümserdi süzgün bakışlarıyla
Anasının elinden kaçırıp birkaç kuruş
Konserlere giderdi çılgın gözyaşlarıyla
Kırmızı hırkasıyla resimler çektirirdi
Keşfedilmek için hep Beyoğlu’nda gezerdi
Her akşam o şarkıcı duvardaki posterden
Uzanıp rüya gibi dudağından öperdi
Ahh Nebahat Nebahat bir gün görmedi rahat
Düşünür bulamazdı kimdeydi bu kabahat
Tezgahtar bir kızdı o evi Salmaclarda
Altı kardeş bir ana birde kötürüm baba
İçki kumar peşinde boşvermiş bir abisi
Devlete karşı gelmiş bir ablası mapusta
Kırmızı hırkasıyla ah seneler eskitti
Sonunda rüyasını sandığına kitledi
Mahalleden biriyle heveslendi sevmeye
Hayırsız çıktı oğlan zengin bir dula gitti
Ahh Nebahat Nebahat ona gülmedi hayat
Sonunda anladı ki kendindeydi kabahat”
Rica edeceğim kibir ve egocanlık olarak telakki etmeyiniz lakin, “Bir deli, üç yüz bin akıllı!”, “Boş beleş işler müdavimliği” ve “Kim gönderdi o iki hademeyi” başlıklı yazılarım, bu konuya güzel bir girizgâh üçüzüdürler esasen. Biz sıradan insanların, daha iyi bir yaşam tahayyülü nedir ve nasıl şekilleniyor? Biz sıradan insanların, hayatın yüzümüze gülmediği kanaatinin hakimiyetine girmemiz ne kadar doğrudur? Kabahat bizde midir, bizi hakimiyeti altında alanlarda mıdır? Hülasa, Nebahat’in hiç mi suçu yok?
Daha iyi bir hayat nedir?
Kitle iletişim araçlarına şöyle hızlıca bir göz atarsak, özetle ifade edebileceğimiz unsurlardan bir buket reklam sunmak mümkün olur siz kıymetli okuyucularıma:
- Kızgın kumlardan soğuk sulara atlamak, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Kullandığınız deodorantın etkisiyle bütün kadınların çıldırıp peşinizden koşması, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Kullandığınız şampuanın saçlarınızda yarattığı etkiye meftun olan oğlanların, siz arabanızı son park yerine doğru sürerken ağızları açık akılları kaçık donup kalması, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Kullandığınız marka mutfak aletleri sayesinde “evinin yıldızı, kızının anası, hayatın anlamı, çok özel” bir anne olmak, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Tropik bir plajdan yüzerek çıkan üç yakışıklı erkeğin, siz kumsalda güneşlenirken, egzotik meyveler getirmesi ve kur yapması, daha iyi bir hayatın yoludur.
- 3 katlı, üç tatlı çikolata satın alıp yemek, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Farklı anlar için pembe veya siyah dondurmalardan birini satın alıp ısıra ısıra yedikten sonra, üstü açık lüks bir otomobilde çapkın bir delikanlıyla gecelere akmak, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Belli bir marka otomobili satın almak, çocuklarınızın sizin iyi ve güçlü bir baba olduğunuzu düşünmesi, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Çocuklarınızın ülkenize aidiyetini güçlendirme amacıyla, kuruyemiş seçerken o markayı tercih etmeniz, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Çocuğunuzun tuvalet terbiyesini eğlenceli ve sorunsuzca kazanması için üzerinde sevimli hayvan figürleri olan markayı seçmeniz, daha iyi bir hayatın yoludur.
- 11. Satranç masasına oturduğunuz bir adamı mat etmek için, bileğinizdeki parfümü koklatıp şahı size kendi elleriyle seve seve vermesi, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Muayyen dönemlerde o markayı kullanıp gün boyu bir cambaz gibi enteresan hareketleri kahkahalar atarak yapmanız, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Ailenize bakımlı ve temiz giysiler giydirmek için o marka ekonomik konsantre sıvı deterjanı satın almanız, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Sarılıp öpenlerle ve bir tanem diyenlerle dolu, sevginin zafer kazandığı bir dünya için, o cep telefonu operatörünü kullanmak, daha iyi bir hayatın yoludur.
- O marka sütü içmek, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Televizyonda futbol maçı izlerken o marka içkiyi yudumlamak, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Çocuğunuzun poposuna hep aynı bezi takmanız, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Mini mini olan bisküviyi canınız nerede isterse orada yemeniz, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Çocuklarınıza tavuk seçerken, sevimli çizgi film kahramanlarının şekillerinden köftesi olanı almanız, daha iyi bir hayatın yoludur.
- Serinlemek, iftar sofrasının ruhunu hissetmek, eğlenmek, dans etmek ve çılgınca yaşamak için her derde deva gazlı dev meşrubat markasını satın almak, daha iyi bir hayatın yoludur.
Nebahat, anasının elinden birkaç kuruş kaçırıp konserlere gitmese, ‘keşfedilmek’ için hep Beyoğlu’nda gezmese, kendi gerçekliğini inkâr etmek yerine hakikatini sahiden değiştirmek için yaşasaydı, hayatın ona gülmediğinden dert yanarak ömür tüketmezdi. Çünkü daha iyi bir hayat, başkalarının gerçekliğinin peşinde koşarak değil, kendi gerçekliklerimizde temellenen tahayyüllerle mümkünüdür. Yanılıyor da olabilirim elbette, zaman gösterecek…