Kıymetli okuyucularım, yayınlanan her eserimi birkaç farklı bayiden aldığım en az 2 gazeteden, üst tepe yönetim bir müdahalede bulundu mu diye kontrol etmek amacıyla okuma alışkanlığımı bilirler.
“Düz Deli” başlıklı kıymetli eserime verdiğim önemden dolayı bu sayıyı 5’e çıkardım. Baktım, herhangi bir müdahaleye maruz kalmamış, çok memnun kaldım. Havadis üst tepe yönetim kadrosuna bu vesileyle teşekkür ederim.
Son eserimi çok beğendiğim için konuyu devam ettirmek üzere yoğunlaştırdığım çalışmalarımı Tusunami ve dev dalgalar gelmeden hemen önce tamamladım. Katılımcı gözlem yöntemini kullanarak, akıllı taklidi yapan unsurlar hakkında veriler topladım. Verilerin raporlama açısından yetersiz kaldığı noktalarda, boşlukları bir diğer araştırma yöntemi olan basın taramasından elde ettiklerimle doldurdum. Kategorileri oluştururken, Kıbrıs’ın izolasyondan kaynaklanan özgün koşullarını dikkate alarak, kucaklayıcı ve ötekileştirici gruplamalar geliştirmeye gayret ettim. Kıbrıs sorununun çözülmemiş olmasından kaynaklanan ‘sınıflar arası seyyaliyet prensibi’nin yerel ölçekteki tıkanıklıklarını da değişkenler arasına katmam şart oldu.
Değerli Görüş Sahipleri
Akıllı taklidi yapan unsurların ilk grubunu oluştururlar. Bu sınıftaki akıllı taklidi yapan unsurlar çok yaygın olmamakla birlikte oldukça geniş bilinirliğe sahiptirler. Çalışmalarını uzman, yorumcu, yazar, düşünür, entelektüel, aydın, araştırmacı, sanatçı, akademisyen kisvesi altında yürütürler.
Bu sınıf mensuplarının ortak özellikleri erkeklerinin sürekli kravatlı, dişilerinin sürekli döpiyesli olmasıdır. Sıklıkla kol düğmesi, bronş ile deri görünümlü plastik evrak çantası kullanırlar. Saç ve sakal tıraşı ile yapılı baş ve koyu tonlarda makyaj vazgeçilmezleridir.
Söze genelde “çok önemli bir noktaya parmak bastınız” diye başlayıp “çeşitli vesilelerle daha önce de dediğim gibi” diye devam etmek, klasik ifadeleri arasında yer alır. Muhataplarına sıklıkla “çok teşekkür” ederler. Böylelikle zaten uzun süre düşünüp çok da iyi bildikleri, kimse içinden çıkamazken şahsen kendilerinin şaşırtıcı bir biçimde üstesinden geldikleri ve dillerinin ucunda beklettikleri meselelere ilişkin analizlerini o vesile ile milyonlarca insana bahşetme olanağına dikkati çekerler. Teşekkürleri esasen, karşılarındakini kendilerini keşfettikleri için aşağılayıcı bir kıvamdadır. Bunu ciddi ciddi yaparlar. En sevdikleri takdim şekli “değerli görüşlerini paylaşmak için bizlerle”dir. En bayıldıkları uğurlanma şekli “bize değerli vaktinizden ayırdığınız için teşekkür ederiz” cümlesidir.
Esasen malumu ilan ederler. Başka da dedikleri bir şey olmaz. Çitlenecek kabak çekirdeği ve ayçiçeği çekirdeği yoksa dinlenmeleri, izlenmeleri, yazıyorlarsa da okunmaları çikolata şelalesinden bitter şurup içmek kadar keyiflidir. Akıllı oldukları düşüncesine kapılmanın yan etkileri, kalıcı düşünsel zedelenmelerin derinleşerek kronikleşmesine, yarı sentetik davranışlara sebebiyet verebilir.
Kucaklanma Sevdalıları
Akıllı taklidi yapan unsurların ikinci grubunu oluştururlar. Mazlum olduklarına inanırlar. Değerlerinin bilinmediğinin tartışmasız bir şekilde kabul edildiği düşüncesinin işgali altındadırlar. Kendilerini altından sanmaları, semptomlar belirginleştikçe pırlanta ve elmas seviyelerine kadar yükselir.
Dış görünüşlerinde belirgin bir benzerlik gözlemlenememiştir. İdeolojik olarak ya dip sol, ya dip sağda yer almaktadırlar. Radikal duruş sergilemeleri ortak davranış biçimleridir. Radikalizmleri söylemsel düzeyde keskin, anlamsal düzeyde manasızdır. Hayatta somut, kendilerine, ailelerine, sülalelerine, toplumlarına ve insanlığa herhangi bir fayda sağlayacak üretken bir eylemlilikleri saptanamamıştır. Çoğunlukla yarı okuryazardırlar.
Çocukluklarından kalma bazı benlik kırılmaları nedeniyle, iki arada bir derede kalmış olmalarından mütevellit, sevgiye, kabul görmeye, takdir edilmeye açtırlar. Pirilli oynarken sürekli yütülmeleri, yakar topta kaba etlerinin mütemadiyen kızarması, ellerine yüzlerine bulaştırdıkları ip atlama çabalarının hep başkalarının yüzünden akamete uğradığı düşüncesinde olmaları, “bir kucaklansam dünya değişir, süper olur” obsesyonunu geliştirmelerinin kaynağında yatan tetikleyici temel etmenleri oluşturur.
Kontrendikasyonları incelendiğinde, yaratıcı yaklaşımlar, dobralık ve ironi ile birlikte kullanılmaları vahim tepkiler verdikleri gözlemlenmiştir.
Kendini Öteki Zannedenler
Akıllı taklidi yapan unsurların üçüncü grubunu oluştururlar. Sınıfsal aidiyetleri ile hayata tutundukları noktanın yaman çelişkisi nedeniyle, sıklıkla gelgitleri ve nadiren gitgelleri vardır.
Sosyalist ve/veya milliyetçi olduklarını zannetmelerine karşın, eşitlikçi olmayan uygulamalarla edindikleri konumun yükünü, bazı artistik atraksiyonlarla hafifletmeye çalışmaları kategorik davranış biçimlerinin mottosudur.
Egolarından bal damladığı için makam ve mevki sahibi yapılmalarının, parmağını tutanın faydalanmasına neden olacağı kabulleri baskındır. Fasulye gibi nimetten olduklarını düşünmeleri hasebiyle, her hal ve koşulda baş tacı edilmek isterler. Bu yanlış bilinçleri nedeniyle sürekli acı çekerler. Ezildiklerini, unutulduklarını, dışlandıklarını, hak ettikleri değer, önem, makam ve statüye gelemediklerini sanırlar. Farmakodinamik temel özellikleri penisilin olup, geniş spektrumludurlar.
Gram pozitif ve gram negatif tebessümlere hasret olup, mimiklerden mana çıkarma hasletleri nedeniyle, göz temasından kaçınılması tavsiye edilir.
İdareci Olduğu Sanrısına Kapılanlar
Akıllı taklidi yapan unsurların dördüncü grubunu oluştururlar.
Bu grubun mensuplarının mutlak bir makam ve mevkileri vardır. Şekil itibarıyla benzerlikleri en yüksek seviyededir. Dış görünüşleri, değerli görüş sahipleri sınıfı ile çok büyük benzerlik gösterir.
Sık sık açıklama yaparlar. Açıklamalarında yer alan unsurların gram pozitif ve gram negatif etkisinin, ton bazında olduğunu peşinen kabul etmiş olmaları, gerçeklik duygusunu yitirdiklerine işaret eden en önemli semptomdur.
Demeç verdikçe, sorunların çözüldüğüne inanırlar. Genellikle enfantinizmin pençesinde olmalarına karşın, ateşli ego patlamaları yaşarlar. Yakın çevrelerinin lümpen aidiyeti, ego patlamalarına benzinle gitme etkisi yarattığından, sanrılarına ortak olup kapılmak riskinin zerre kadarının ortaya çıkması durumunda, kullanım şekil ve dozlarının iyi ayarlanması için ivedilikle hekimimize başvurmamız gerekebilir.
Hafazanallah ki mizah denen bir sığınağımız var, yoksa doktor parasından imanımız gevreyebilirdi son günlerde…