Ağabey, güzel Türkçemizin depresif kelimelerinden biridir. Yazıldığı gibi okumaz. “Ağabey” yazılır “ağbi” diye okunur. Kıbrıs’ımızda ise abi yazılır, abi okunur!
Abilik halleri, bir buyurganlık bir itaat talebi ve bir tepeden bakmacılık vaziyetleri arasında gidip gidip gelmelerden müteşekkildir.
40’ı devirdikten sonra, kendiliğimden abim diye hitaba başladım sıklıkla.
İşin güzeli de, tam yedi arkadaşımla birbirimize “sen benim abimsin” münakaşaları başladı. Her birimiz aslında esas abinin diğeri olduğunu iddia ediyoruz. Baktım çıkışı yok, meseleyi daha geniş bir çerçevede ele almaya başladım: Sen benim esas abimsin!
Bizim yedilinin ‘abimsin’ muhabbeti kesintisiz devam ediyor. Talepkarlığa, sınırları zorlamaya, haddini aşmaya denk geliyor genellikle bu sıfatın kullanıldığı durumlar gözlemleyebildiğim kadarıyla.
Abilik muhabbetinin bizim yedili dışındaki kullanımına da bakmak gerekiyor elbette.
Abilik, orijinalindeki haliyle ağabeylik tam bir derebeylik ilişkisi tarif eder. Hem ağa, hem bey var mealinde. Ağalık buyurgan, beylik itaat. Ağalık emredenlik, beylik fütursuzluk. Vay ki ne vay, vah ki ne vah!
Abi ile küçük kardeş ilişkisinin belirleyicisi tam da küçük kız kardeşlik hallerindeki gibidir bir farkla ama. Yoğunlaştırılmış, rafine edilmemiş şiddet de içerir, genellikle de fiziki cinsinden hem de. Küçük kız kardeşlik hallerindeki şiddet ise son derece rafine, son derece imbikten süzülmüş duruluktadır.
Meselenin çok boyutlu düşünülüp araştırılması şart. Antropoloji, sosyoloji, sosyal psikoloji, toplumsal cinsiyet ve daha nice alanlar, nice disiplinler, nice külliyatlar… Hiç çekemem. Hele de yılın son yazısında.
Son yazıda abilik halleri ne alaka diyenler olabilir. Haklılar. Meseleyi ele alırken teorik yaklaşmak havalı olabilir lâkin, bir fikrin somut deneyimin ağırlığını taşımaması durumunda yalnızca soyutlamadan ibaret kalacağını en büyük abilerimizden biri resmen açıkladı bir kere, hem de evraklı belgeli, kanıtlı, izahlı…
Sevgili abimizin birçok dediğini önemsiyoruz haliyle. Bu nedenle teorik çerçeveyi, unumuzu eleyip astığımız bir elek gibi kullanıyoruz çoğunlukla. Nihayetinde duvardaki çiviye asıp, müşavir gibi davranıyoruz kendisine.
Vaziyetin keyfiyeti
İki erkek kardeş ikiz olsa bile, baş farkıyla gelen mutlaka abidir. Abisiz erkek kardeşlik, ikizlerde bile olmaz yani. Tek yumurta, çift yumurta ikizliği dahi ehemmiyet arz eden bir husus değildir söz konusu olan abilikse, geriye kalan her şey teferruattır.
Erkek kardeşlik, haydi daha genel ifade buyurayım, erkeklik halleri abiliğe mecburdur. Erkeklik halleri, toplumsal cinsiyet çalışmacıları çok daha iyi bilmekteler, iktidar ilişkileri üzerine temellenir. Nedense iktidar ile özdeş bir şey halinde algılanır erkek olmak. Nedeni de apaçıktır, aşikârdır da değinmeye hacet yok.
Şimdi mit meselesini, ideolojinin işleyiş mekanizmasındaki fonksiyonunu falan şey etmeye hiç lüzum yok böyle bir günde. Yumuşak yumuşak yeni bir yıla giriş eşiğinde party party moduna hiç yakışmaz çünkü…
Ama işin garip tarafı, iktidarın iktidarsızlıkla olan ilişkisi noktasında belirir. Esas değinmek istediğim husus budur aslen.
İktidar varsa, iktidarsız da vardır. Biri diğeri olmadan mümkün değildir. Herkesin iktidar olduğu yerde iktidar yoktur. Kimsenin kabul etmediği bir iktidar, kendi dışındakilere komik gelir, kendi kendine iktidar müsvettesi. Biraz karmaşık gibi ilk bakışta ama son derece duru bir manzara ile karşıyayız aslında. İzaha gayret edeceğim. Şöyle ki:
Herkesin abi olabilmesi mümkün müdür?
Küçük kardeş olmazsa, abi olunabilir mi?
Size abi diyen yoksa, abi olabilmeniz mümkün müdür?
Yok, hiçbiri mümkün değildir. Demek ki abilik hali için, abiliği kabul eden esastır. Kritik durumlardaki enfes çözümlemeler öncesinde her zaman dediğim gibi “her şeyin bir şeyi vardır!” Bir şeyi olmayan şey, esaslı bir şey değildir mantıken.
Vaziyetin keyfiyeti
Abi genelde önderdir, öndedir, ileridedir, gözdedir, başarılıdır, popülerdir, girişkendir, iş bitiricidir, ipi göğüsleyendir, kitleleri peşinde sürükleyendir.
Abi oturaklıdır, ağırdır, efendidir, görmüş geçirmiş, yaşamış, bilmiştir.
Abi soğukkanlıdır, düşüncelidir, hesaplıdır, hesapçıdır, görgülüdür, deneyimlidir.
Abi donanımlıdır, birikimlidir, tecrübelidir, yüce gönüllüdür.
Abi güçlüdür, büyüktür, yol göstericidir, liderdir, koruyucudur.
Keyfiyet budur!
Bir mükemmeliyet objesi olarak abilik, ağır bir haldir. Abilik halleri küçük kardeşlerine üç türlü bakar:
İlk bakış sevgi doludur, koruyucudur.
İkinci bakış öfke doludur, ezicidir.
İlkinin şiddetinden, ikincinin sevecenliğinden imtina etmek kişiliğinize halel gelmemesi maksatları bakımından mühimdir.
Üçüncü türden söz etmek ise, yazıyı muzır neşriyat sınıfına sokar. Muzır neşriyat, malumunuz olduğu üzere halkın ar ve haya duygularıyla oynayacak tarzda müstehcen yayınlara denir hukuk terminolojisinde. Bu nedenle bir mükemmeliyet objesi olarak abiliğin küçük kardeşe üçüncü tip bakışının teferruatlarına girmemiz olası değil.
Hassaten, bir yerlere gelmek için katlanılmasının meşru telakki edildiği durumlarda, üçüncü tip abilik bakışının açtığı yolda, çizdiği ilkelerde yürümek günün sonunda kritik bir bölgede sert düşüş nedeniyle çok feci bir ağrıya neden olur.
Sert düşüş hasebiyle çok feci ağrının uzun süre hissedildiği bu bölge, 3 farklı kemikten oluşur. 15 yaşına kadar “ilium”, “iskium” ve “pubis” isimli bu üç kemik, kıkırdak doku ile birbirine tutunur. 15 yaşından sonra ise kıkırdak dokusu kemikleştiği için malum bölgedeki bu üç kemik tek bir kemik şeklini alır.
Kıymetli okurlarıma yıl sonu notu: Bir müddet başka bir boyutta olacağımdan, sizleri yalnız bırakacağım. Çoğunuz bunu fark etmeyecek olsa da, köşe yazıcısı sorumluluğum nedeniyle yine de demiş olayım. Son mesajım da şudur ki, yeni senenizde de siz, yine sizsiziniz, sakın dolduruşa gelmeyin!