Meclis Başkanı Sibel Siber’in TC Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı karşılama töreninde çekilen bir fotoğrafı, tartışma yarattı.

1409575862

Oysa ki Sibel Siber sadece gülüyordu.


Gülmek suç muydu, yoksa ayıp mıydı?

Siber’in gülen bir fotoğrafı niye tartışmalara neden oldu?

İletişimde görselliğin, özellikle de fotoğrafın anlam üretip taşımaktaki gücü yazı ile kıyaslandığında kat kat üstündür. Esas mesele anlamın üretilmesidir. Bir fotoğrafa bakan farklı kişiler, farklı okumalarla farklı anlamlar üretir. Tıpkı Siber’in tartışılan fotoğrafında olduğu gibi.

Fotoğrafla ilgili sosyal medya üzerinden yürüyen tartışmaların 2 ana eksende seyrediyor.

1. Sibel Siber, Recep Tayyip Erdoğan’a hayranlıkla bakıyor, ilanı-ı aşk ediyor.

2. Sibel Siber, klasik asık suratlı politikacı dışında güler yüzlü bir siyasetçi profili sergiliyor.

İki tartışma ekseninin beslendiği farklı söylemsel çerçeveler ve siyasi kodlar var. Aynı metinleri farklı okumanın temelinde, farklı kültürel ve siyasi konumlanışlar yer alır. Farklı özne konumları, metinlerin farklı ‘okunması’nın esas nedenidir.

Hiçbir metin döneminden, dönemin ‘ruhu’ndan, bir diğer ifadeyle konteks dışında okunamayacağı için, ‘dönemin siyasi ruhu’na çok özetle bakmamız gerekiyor.

Sibel Siber’in geçici başbakanlığı ile başlayan, meclis başkanlığı ile devam eden siyasi hayatının kamuoyu tarafından görünür dönemi, yarattığı hakim algı ağırlıklı oranda olumlu, pozitiftir.

Cumhurbaşkanlığı aday adayı olması, kamuoyunun ekseriyetindeki algısını yönetmesi açısından kritik bir eşik yarattı. Hem mevcut hem de potansiyel rakipleri açısından Siber’in yerleşik algısı, siyasal maksatlar bakımından, bizzat kendi istediği yönde yönetmesine müdahil olunmayacak kadar önemsiz bir unsur olmaktan çıkmış durumdadır. Kendi algısını pozitif bantta ilerletme ve güçlendirme gayreti kadar, algı sürecine müdahil olunması gayretleri de meşru ve ‘politically correct’ti. Kamuya mal olmuş, kamu görevi yapan kişiler açısından durum prensip olarak son derece normal ve son derece bilindiktir.

Eleştirel bakış
Sibel Siber’in, o anda Recep Tayyip Erdoğan’a hayranlıkla baktığı anlam çerçevesi içinden değerlendirme yapanların ortak paydasını TC-KKTC yerleşik siyasal ilişkisine eleştirel bakışları oluşturuyor.

Eşitsiz güç ilişkisi, normal olmayan asimetrik ilişki biçimi teşkil ediyor. Bu temel güçlü bir şekilde, KKTC’deki siyasal iktidar ve siyasal meşruiyetin kaynağının Türkiye’deki iktidarın icazetine bağlı olduğu genel kabulünden beslenir.

Siyasi tarihin, KKTC siyasetinin Türkiye ile ilişkilerde “mecbur olan” konumuna mahkum olduğu değerlendirmesini haklı çıkaracak örneklerle dolu olması bu dayanağı söylemsel olarak da besleyen bir konteks teşkil etmektedir.

Sosyal medyada Siber’in gülümsediği fotoğrafı bu kontekste anlamlandıranların ifadeleri arasında yoğun bir şekilde, “beğenilmeyi istiyor”,  “göze girmeye gayret ediyor”, “seçilmeyi talep ediyor”,  “görevlendirilmeyi arzuluyor” ve “işaret edilmeyi talep ediyor” temaları yer alıyor. Bu söylemsel çerçevede Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin iktidarı, Siber ise iktidarın kaynağını Türkiye’de arayan KKTC’nin aciz siyasetçisi olarak konumlandırıyor.

Olumlayan bakış
Sibel Siber’in o an Erdoğan’a gülümseyerek bakışını, klasik asık suratlı politikacı şablonu dışında güler yüzlü bir siyasetçi profili sergilediği şeklinde pozitif olarak değerlendirenler de görüşlerini sosyal medyada aktif bir şekilde ifade ettiler.

Savunma dili içinde kurulan bu söylem Siber’in toplumsal cinsiyeti üzerinde yapılan tahkimatla desteklendi. ‘Bir anne olduğu ve çocukları da olduğu’ da hatırlatılarak eleştirenlerin üsluplarının yakışıksız olduğu sıklıkla ifade edildi. KKTC siyaseti için farklı bir kişilik olduğu, gülümsemesinin olumlu, yapıcı ve şefkatli kişiliğinin ifadesi olduğu dile getirildi.

Eski-yeni karşıtlığıyla Siber’in cumhurbaşkanlığı aday adaylığına fikirsel tahkimat da fotoğraf üzerinden yürütülen tartışmalarda ‘mağdur’ taraf savunması olarak tesis edildi.

Fotoğraftaki gülüşü olumlayanların ekseriyetine göre Siber “üzülmeyi ve çirkin bir şekilde yıpratılmayı kesinlikle hak etmiyor”du.
Bedel?
Söz konusu fotoğraf üzerinden başlayan tartışmalar Siber için son derece kritik bir eşik. Eleştirel ve savunmacı perspektiflerin söylemlerinin mücadelesinde hangisinin galip geleceği, Siber’in olası cumhurbaşkanlığı propaganda çalışmalarının hem temel konseptini, hem de başarı ihtimalini ciddi şekilde domine edecek.

Söylemsel mücadelede kavram ve anlam hakimiyetinin ‘an’lık olduğu ve her galibiyetin söylemsel mücadeleyi yeniden başlattığını anımsatmak ve aşağıdaki ‘sinek’ örneğini vermek iyi olabilir:

Nisan 2013’te, Annan Planı referandumunun 9’uncu yılı vesilesiyle Naci Talat Vakfı’nın düzenlediği panelde konuşan Mehmet Ali Talat, dönemin Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın halkı sineğe benzettiğini ve bir anlaşma imzalamayacağını söylediğini hatırlatarak, yaşanan gerginliklerin barış isteyen halkı daha da motive ettiğini ifade etti. O dönemde Denktaş muhalifi gazetelerde sıklıkla yayınlanan burnuna karasinek konmuş Denktaş fotoğrafı, belleklerdeki yerini hala güçlü bir şekilde koruyor.

İşte miting meydanlarında Annan Planı’na evet kampanyaları için toplanan halkı sineğe benzetmesinin ardından muhalif basında en sık kullanılan Denktaş fotoğrafı:

Annan Planı'na evet mitinglerinde toplananlara "sinek" benzetmesi yapan dönemin Cumhurbaşkanı Denktaş'ın bu fotoğrafı çok yoğun kullanılmıştı.

Annan Planı’na evet mitinglerinde toplananlara “sinek” benzetmesi yapan dönemin Cumhurbaşkanı Denktaş’ın bu fotoğrafı çok yoğun kullanılmıştı.