Yahu insan istek şarkı söyler falan da istek üzerine yazı yazar mı? Yazar işte!
Bu yazı tümüyle İzmir’deki üniversite yıllarımdan kalma 4 arkadaşımın talebi üzerine Anayasa Bar’da yazılmıştır.
Birkaç bira üzerine birkaç kırmızı şarap etkisiyle kaleme alındı desem abilerimden biri kızar. Zaten son yazı da Öküzgözü etkisi altında kaleme alınmıştı. Bu sefer daha ucuz bir tercihim var: Angora!
Angora Öküzgözüne kıyasla daha ucuz bir şarap. Damak etkisi, kokusu, çağrışımları çok daha ilkel bir ürün… Bardağı 8 TL Anayasa Bar’da. Bakkalda şişesi 17 TL. Mahmut Anayasa şişesini kaça aldığını sorduğumda öfkeden kudurdu!
Hem mekânını kullanıyorum, hem bilgisayarını, hem çerezini, hem internetini, hem de muhabbetini… Bir şişeden 4.5 bardak çıkıyormuş. Demek ki 17’ye aldığını 36’ya satıyor Mamut! Helâl…
Bir önceki kıymetli eserim Öküzgözü etkisindeydi diye epey bir geri dönüşü oldu. İşin ilginç tarafı Angora etkisiyle ilgili kalkıştığım araştırma projem yeni başlamışken üst düzey bir tepe yöneticisi bir dostum aradı. “Hocam Öküzgözü aldım, kapağı ne yapayım” diye sordu. Bu kadar olur!
Demek ki yazılar belirli bazı çevreler tarafından okunmakta. Not alınması şart!
Neyse, Angora ucuz bir şarap. Tadı, kokusu, etkisi pek bir güzel ama. Şarapla fiyat arasındaki ilişkinin kutsallığına önem versem de Angora bu prensibi bozuyor. Sıradan, buruk, duru bir kırmızı. Denemeyen varsa, denemeli mutlaka.
Gelelim siparişe.
Arkadaşlar yazılarımı beğenmiyor. “Her tarafa bulaşıyorsun, ti’ye alıyorsun yapayalnız kalacaksın” diyorlar. Yazılarımı takip ediyor olmalarına ve beni gayet iyi biliyor olmalarına rağmen, bu duruşun bana zarar verici sonuçlarından çok endişeliler.
İyi içkiler, iyi peynirler, iyi arabaları seven biri olarak parayı da sevdiğimi düşünüyorlar. Hem çıkıntı olup hem parayı sevmenin uyumsuz olduğunuz, bir miktar eyvallahcı olmanın zorunlu olduğunu düşünüyorlar. Hem bir duruş sahibi olup hem iyi yaşamanın uyumlu bir ikili olmadığı görüşündeler kadim dostlarım. Yanılıyorlar!
Daha önce de iyi bir hayat üzerine düşünüp yazmıştım.
Özetle, konformist duruşların iyi bir şey olmadığı kanaatindeyim. Öküzgözü veya Angora ya da Inglenook Cabernet Sauvignon Napa Valley! Hepsi kırmızı, hepsi üzümden nihayetinde…
Şimdi gelelim arkadaşlarımın benimle ilgili endişelerine…
Eleştirel ve ironik olmanın sıkıntılara neden olabileceğini düşünüyorlar. Sosyal ilişkilerimin zayıflayabileceğini, daha az sevilmeme neden olabileceğini ve üstelik iyi şarap içebilecek para kazanmamı engelleyebileceğini düşünüyorlar. İyi peynir sevgimin de realize olmasına engel bir duruş sergilediğimden endişeliler…
Endişeleri yersiz! İktidarın yalnızlık olduğunu, terk etmenin özgürlük olduğunu bilen bir adama denecek bir laf mıdır şimdi bu?
Tam da hayatını değiştirip iki temel prensibe göre yeni bir hayat kurma eşiğindeki bir akrep burcuna yöneltilecek bir eleştiri midir bu?
Prensipler şöyle:
Bir şey yapacaksan en iyisini yap.
Hayatta seni mutlu etmeyen hiç bir şeyi yapma.
Her dönem değişimi, önemli bir şeydir insan hayatında. Malumunuz yeni bir yıla az kaldı.
2014’te bu iki temel prensibe, bedeli ne olursa olsun riayet edeceğim.
Dolayısıyla hayatımda radikal değişimler mecburi.
Bar sahibi bilgisayarını geri istemekte.