Şimdi başlığı okuyup iki kızım var diye, zekâ kestirmeciliği yapıp “ufaklıkla ilgilidir” diye aklı kesenler varsa, üzgünüm Leylaaa…
Bu kıymetli eserimin Burçak ile alakası sıfır. Neden? Çünkü benimkiler her ebeveyninkiler gibi sıra dışı, ayrıcalıklı, özel, müstesna…
Bu daha sıradan, daha niteliksiz, daha lümpen, daha kariyerist kız kardeşlerin halleri ile ilgili sıradan bir gözlem yazısı. İnceleme bile değil, düz direkt bildiğiniz gözlem. Vasat yani…
İnceleme ve araştırma arasındaki epistemolojik ve ideolojik farklılıklar üzerine düşünemeyecek kadar Öküzgözü’ne maruz kalmış vaziyetteyim. Mangal hala kızıl kızıl… Gerçi “bir şaraba Öküzgözü adını vermek neyin kafası olabilir” diye epey düşündüm lakin imdadıma ulu teacher yetişti ve bilmediğim bir büyük sırrı ifşa etti: O bir üzüm cinsinin adı! Derin bir nefes aldım ancak şişenin üzerindeki Öküzgözü yazısına takılan gözüm, aklımla ciddi bir münakaşaya girdi. Velev ki üzümün adı! Şaraba yazılır mı yahu? Şarap ki aşkın, romantizmin, aristokrasinin, burjuvazinin kıymetlisidir, öküzlükle ne alakası olabilir? İdeolojik bir saldırı diyeceğim şaraba, temaşaya dönecek yazı, susuyorum!
Konuyu dağıtmayalım. Küçük kız kardeş hallerine hemen dalalım.
Vaziyetin tespiti
Küçük kız kardeş, küçük olandır, sonradan doğandır. İlki abladır, ilk gelendir. İlişkileri manidardır. Büyükler küçük, küçükler büyük olmak ister genellikle. Olgunluk ve toyluk arasındaki rol karmaşası iki kız kardeş arasındaki üstesinden gelinemez, tadından yenmez bir vaziyettir ki ömrü hayatları boyunca kendilerine bir zümrüt taşı gibi eşlik eder.
İktidarın görünmez olup otoriterleşmesi, takım çalışması kisvesi altında bir hegemonya mücadelesine dönüşmesi, hattı zatında eşitlik ilişkisi maskesinin gizleyemeyeceği bir güç savaşına dönüşmesi küçük kız kardeşlik hallerinde mündemiçtir. Küçük kız kardeşin esasen önce kendinin doğduğu örtük iddiası asla dillendirilemez. Teknik olarak mümkün olmayan bir argümanı öne sürmek, küçük kız kardeş bilincine yakışmaz. Küçük kız kardeşin mantıklı, tutarlı, eleştirel, mesafeli duruş arayışları, zatı şahanelerini bir iktidar bağımlısına dönüştürme potansiyelini barındırır.
Meselenin tıkandığı nokta iktidar ve güç yoğunlaşması ve Calvino’nun kıymetli eserinde ifade buyurduğu gibi yazgıların kesiştiği şatodur. Gerçi şato trişkadır genellikle, ama olsun yine de bir şatodur!
Eğreti olmak, tacı taşıyamamak, tahtı dolduramamak mesele değildir küçük kız kardeşlik halleri için. Şekil ve hacim esas olduğundan, şekil şartlarını yerine getirme hususunda acayip bir hassasiyet nükseder.
Hayatın şeklî deneyimlenmesi, şeklin bozuk olması rahatsızlık kaynağı olamaz küçük kız kardeş halleri için. Sinik bir mücadele söz konusu olduğundan, ifadeler kifayetsiz kalır.
Hayatın bir güç ve iktidar mücadelesi alanı olduğu gerçeği, çarpık bir şekilde idrak edilir küçük kız kardeş tarafından. Kendi küçüklüğü, durumu teferruatı ve tüm veçheleri ile idrak etmesine müsaade etmez. ‘Sonradan olmuşluk’ engel teşkil eder bilincin açıklığına…
Vaziyetin izahı
İki arada bir derede kalmışlıktır küçük kız kardeşlik halleri. Halleri vardır küçük kız kardeşin mütemadiyen… Abla ile kurduğu ilişki, esasen kurmak istediği ilişki değildir. O, kendini abla sanmaktadır. Geriden gelmekliği, hallerine hal katar!
Halden hale savrulmak, hiç de iyi bir hal değildir oysa ki. Zaman zaman tutarsızlık, zaman zaman eziklik, zaman zaman koruyucu annelik, zaman zaman isyankarlık nükseder. Lakin hepsi, zeminlerinin kaypaklığı hasebiyle, hemencecik geçer gider.
Küçük kız kardeşlik hallerinin en barizi, saman alevi modudur. Ne ettiğini, ne dediğini bilmezlik, savrulup savrulup yeniden savrulmak temel karakteristiktir.
Bir yanıyla ezik, bir yanıyla isyankâr olmak, başarısızlıklarla içe kapanmaya, içe dönüklükle sinizme, sempatiklik arayışlarıyla nükseder.
Acımakla sevmek arasında gidip gelen bir pozisyon dayatır küçük kız kardeşlik halleri. Sevseniz sevemezsiniz, acısanız acıyamazsınız… Kendi ne ettiğini bilmemektedir ki siz bilebilesiniz!
Nefretle meftunluk arasında bir gölgemsi vaziyettir küçük kız kardeşlik.
Ablasıyla küçük kız kardeşi toplasanız, bir bütün çıkmaz.
Abladan küçük kız kardeşi çıkarsanız, bir yarım etmez.
Ablayla küçük kız kardeşi çarpsanız, birin bir katı etmez.
Ablayla küçük kardeşi birbirine bölseniz, elde bir şey kalmaz.
Ablayla küçük kız kardeşin karekökünü alsanız, ikiye tam bölünmez.
Abartıp kosinüslerini alsanız, sinüsleri anlamlı bir bölen bulamaz.
İşin hiciv tarafını arasanız bulamazsınız durumun zekayla olan zorunlu ilişkiselliğinden mütevellit.
Sevseniz sevemezsiniz, kızsanız kızamazsınız, itseniz gitmez, çekseniz gelmez bir haldir küçük kız kardeşlik halleri.
Beğenemezsiniz, samimi bulamazsınız, nefret edemezsiniz, yakın olamazsınız, uzak duramazsınız…
Küçük kız kardeşlik halleri pek şikârın bir hal değildir. Hali şikâr olmayanla şikarın bir ilişki kurmak na mümkün!
Vaziyetin özeti
Öküzgözü biter, ancak etkisi baki kalır ya, teacher istediği kadar hammaddeye atıf yapsın, hiç puan devşiremez bilsin ki.
Öküzlük, bir şaraba verilebilecek en son isimdir. O etikete öküz yazmak, üzümün adıyla kamufle edilebilecek bir dangalaklık değildir. Kimse kusuruma bakmasın ama şarabın öküzü olmaz.
Küçük kız kardeşlik halleri, esasen büyük kız kardeş için vahim bir durumdur.
Ezse ezemez, yok saysa sayamaz, görmezden gelse gelemez… Ne zor bir haldir?
Sırtında bir kambur gibi, elinde bir sepet gibi taşır gittiği yere, mecbur…
Konuyla ilgisi yoktur ama siz yine de mantarını da saklamayın üzerinde öküz yazan şişenin, her an size kapak olabilir dikkat edin…