Devrimciler, komünistler, sosyalistler ve sosyal demokratlarla buluştuk.  PARTY TIME ağırlıklı sol şeritte ilerledi bugün. Sağ kanattan da iki misafirimiz vardı. Esas mesele o zaten. İzaha gayret edeyim.

Demokrat Parti – Ulusal Güçler Lefkoşa Milletvekili adayları Esen Ömürlü ile Tigin Kişmir sağ kanat temsilcileri olarak bizimleydi PARTY TIME’da.

Hızır Esen Ömürlü’yü aradığında “abi Kurtlar Vadisi müziği çalar” diye hayretler içinde bakıyordu yüzüme. “İyi ya çıktı muhabbetin ekseni” deyiverdim.

Bununla kalsa iyi.

Hamdullah ise yayın esnasında Tigin Kişmir’i ararken yerinde duramıyor küçük bir kağıda “Sting! Shape of My Heart” yazıp önüme atıverdi.

Hemen arkasına “Sting’i değil Kişmir’i arayacaksın” yazıp geri verdim. Meğer kazın ayağı öyle değilmiş. Meğer DP-UG adayı Tigin Kişmir’in telefonunu arayanlar Sting’den Shape of My Heart adlı ultra romantik parçayı dinliyorlarmış zil sesi olarak. Vaziyet özetle şuydu: Tek parti iki duruş!

Korkusunlar diye!
Esen Ömürlü’yü aldık sahneye. “Neden Kurtlar Vadisi müziği dinletiyorsunuz sizi arayanlar” diye günün en kritik sorusunu yapıştırdım. Ömürlü “Korksunlar diye” yapıştırmaz mı cevabı!

PARTY TIME ironisi de bir yere kadarmış… Geri adım yok, ileri! “Necati Şaşmaz’ın KKTC Kültür Ataşeliği’nin iptaline ne dersiniz?” diye devam ettim ikinci soruya.

Yine aldım mı boyumun ölçüsünü: Tarihimizi, kültürümüzü bilmeyen kültür ataşesi mi olur? İyi ettiler!

İşim kolay değildi.

Tırmandırmalıydım: “Siz UBP’liydiniz. Ne oldu da DP’den adaysınız” diye sordum. “Adam kayırmacılık ve yanlış icraatlere karşı geldim. DP’ye geçtim” diyen Esen Ömürlü’ye “Bu yeni bir şey mi ki seçim öncesi parti değiştiniz” sorusuyla ileriye gittim. “Evet, son 1 yıldır yapılanları kabul etmem mümkün değil. Eskiden yoktu” yanıtını alınca içimden “ben de yedim” deyip, Esen Ömürlü’yü PARTY TIME’dan teşekkür ederek uğurladım. Anladınız siz…

Meclis’e romantizm ters!
Yine DP-UG Milletvekili adaylarından Tigin Kişmir’i davet ettik canlı yayına. Sting’den girdik mevzuya. İlk soru: Romantik misiniz? Tigin Kişmir “evet” deyince tutamadım dilimi. Hiç de romantizme uygun bir ortam olmayan Meclis’e girmeye neden heves ettiniz diye sordum.

Malum Meclis toplanmaması, bardak savurmaları, kürsü itiş kakışları, rüşvet itifarları, küfürleşmeler ve yaprak sarması ile ün yaptı. Romantik bir insan nasıl dururdu orada?

Bir müddet Sting dinleyen romantik yanı ağır basan insanlara uygun bir yer olmadığını izaha gayret ettim lakin kifayetsiz kaldım. Eğer seçilirse yanlış anlamalara mahal vermemek açısından melodiyi değişmesinin iyi bir fikir olabileceğini söyledim haddimi aşarak. Nezaketle karşıladı.

Devrime değil mücadeleye
Birleşik Kıbrıs Partisi – Toplumsal Varoluş Güçleri adaylarından Yusuf Alkım, Hasan Yıkıcı, İncilay Eren ile de buluştuk PARTY TIME’da. Yusuf Alkım’a baştan sona Yusuf Olgu deyip durdum.

Yusuf Alkım BKP-TG’nin komünist birlik ittifakının üyesi olarak katıldığını söyledi. Aklım karıştı ancak TG oldukça geniş bir alanı kapsıyormuş siyaseten. Ses etmedim.

KKTC’de komünist devrim ne zaman olacaktı? Bunu Yusuf Alkım bilebilirdi. Sormalıydım. Sordum da. Daha çok varmış…

Meclise, iktidarı ele geçirmek ve devrim yapmak için değil, devrimci mücadele alanını genişletmek için girmeyi hedeflediklerini anlattı Yusuf Alkım. Devrimin uzun bir mücadele olduğunu, 28 Temmuz’a yetişme ihtimalinin söz konusu olmadığını söyledi. Haklı olabilirdi.

Hasan Yıkıcı anlattı ben idrak edemedim. Baraka’dan BKP-TG milletvekili adayıydı. Meseleye çok teknik, çok kavramsal ve çok kitabi anlattı. İdrak edemedim. Birkaç kez söylediklerini anlayıp anlamadığımı test etmek için özetledim, doğru bulmadı. Açıkça anlamamıştım. Toparlanmaya çalışanlar arasında olduğumdan hemen karpuz meselesini açtı. Korsan bir bildiri sunup “Sandığa değil denize gidin çağrısı yapan Toparlanıyoruz Hareketi, bari ‘beleşe denize girme eylemi’ yapsın” çağrısı yaptı. Baraka’nın her yaz düzenlediği ve gelenekselleştirdiği Beleşe Denize Girme Eylemi’ni devretmek istiyordu. Belli ki o da anlamamıştı. Pazartesi bu meseleyi Toparlanıyoruz Hareketi ile istişare etmek şart gibi. Hasan Yıkıcı 107.8’de Radyo Havadis’te PARTY TIME’ın “beleş dinleyicisi” olarak VIP davetlim: 3’ten 5’…

Güner’in yeri!
Lefkoşa’nın meşhurlarından Güner abiyi aradık. Lakin Hamdullah’a izahta kifayetsiz kaldım. Telefon çalar çalmaz yayına vermesini istemiştim. Açış ağır sıklet boks salonu tonunda çünkü: “Güner’in yeri!” Kebap, döner, ciğer değil de yumruk almak için aramış gibi oluyor insan o sesi duyunca. Hamdullah orayı yakalayamadı.

Hamdullah’ın Güner abiyi canlı yayına aktarma tuşuna can havliyle basışını görmeliydiniz. Priceless!

Yayın Yüksek Kurulu bu bölümü dinlemesin diye çok dua ettim.

Müşteriler ne yiyeceklerini nasıl seçiyor diye sordum.

Güner abi şöyle cevapladı:

Seçmezler. O işi kapatalı çok oldu. Ben seçerim onlar yer.

Halbuki programdan 2 saat önce et döneri ve bulgur köftesini ben seçmiştim.

Güner abiye sakın kimse söylemesin bunu!

Not: Güner ve Ayşe Özkarataş’ın fotoğrafları Süleyman Ergüçlü’nün internet sitesinden izinsiz alınmıştır.