Oldukça boş ve hoş vaktim olmasının tadını çıkarıyorum bu aralar. Kıymetli okuyucularım fark etmiştir, bir müddettir köşe yazıcılığını da savsaklıyorum. Haftada 6, 5, 3 derken iyice saldım, arada bir yazmaya başladım.

Gazete üst tepe yönetiminin motive edici girişimleri, hoş ve boş vakitlerimi köşe yazıcılığına hasretmemi teşvik çalışmaları maksatları bakımından kifayetsiz kaldı. Kıymetli okuyucularımdan da herhangi bir feedback şey etmeyince, yaydım iyice.

Gerçi yeni zuhur eden bir okur kisti mevcut, beklentileri gayet yüksek ama hoş ve boş vakitlerimi kendileri için ziyan etmeme yeter miktarda değiller henüz.

2014 mottomu ilan etmiştim official bir duyuru ile zaten: Sevmediğim hiçbir şeyi yapmayacağım, ikinci olarak da en iyisini yapmayacağım hiçbir şeyi şey etmeyeceğim şeklinde. Güzel ve hoş kararlar olduklarını, bu sürede yapıp yapmadıklarım açısından değerlendirdiğimde hakikaten gözlerim yaşarır bir halde derinden hissediyorum ziyadesiyle.

Harmanlamak
Hoş ve boş vakitlerimden bir bölümünü Vamık Volkan okumalarına hasrettim. Kendileri ile yıllar evvelinde şahsen tanışma, konuşma şerefine nail olmak hatıralarım arasında müstesna bir yere sahiptir.

Vamık hocanın kalıcı eserlerini yeniden okumak, yeni çıkanlarını bunlarla harmanlamak, hoş ve boş vakit kullanım açısından son derece tatminkâr.

Hocanın geniş gruplar ve liderleri üzerine olan çalışmasında narsisizmin gücünü enfes bir Nixon ve Hitler analizi üzerinden kaleme aldığı kısım tadından yenmez. Frankfurt Okulu da alakadar oldu otoriter kişilik çalışmalarında ama Vamık hocanınki daha bir cazibeli.

Müdavimlerim çözmüştür girizgâhtan ki mesele narsisizmdir. Yeni başlayanlar için bilinç yarılmalarına, yanlış okumalara sebebiyet verebilir ki pek ehemmiyet arz eden bir sonuç olarak telakki etmediğimi müdavimlerim gayet iyi bilmektedirler. Devam edelim…

Utanç endişesi
Vamık hoca bir kimsenin utanç duymayla ilişkisi olarak sürekli ya da sık sık tekrarlanan bir endişe yaşadığında, bu endişeyi zihninin derinliklerine itmeye yardımcı olacak belirli alışkanlıklar ve kişilik özellikleri geliştirebileceğini belirtiyor:

  1. 1.     Utanç duygusunu yaşamaktan kaçınmak için kendini ifade etmeyi sınırlandırabilir.
  2. 2.     Eleştiriye ya da reddedilmeye açık bir durumda olmamak için, sevgiden veya kişiler arası yakın, samimi, sahici ilişkilerden uzak durabilir.
  3. 3.     Başkalarının kendisini utandırmasını önlemek için “bir numara” olmayı hayattaki tek varlık sebebi haline getirebilir.
  4. 4.      Utanca karşı geliştirdiği savunmalar çökecek olursa, depresyon ve kendine zarar verici davranışlar geliştirebilir.
  5. 5.       Nihayetinde insan ilişkilerini izah eder ve deneyimlerken başkalarının değersiz olduğu, onları yıktığı, yendiği, alt ettiği ifadelerini sıklıkla kullanmaya başlayabilir.

Utanç korkusu nihayetinde, narsistik kişilik özelliklerini güçlendirmeye yönelik davranışları tetikler.

Hitler’in imgesinin ve ayırt edici jestlerini yaratan Göbbels, “Führer” lakabının kullanımını zorunlu kılıp “Heil Hitler” selamını da yarattı. Bilginler, bunun selamdan öte bir şeytan çıkarma eylemi veya tılsımlı bir formül gibi göründüğünü saptarlar.

Vamık hocaya göre Göbbels, Hitler’in Almanlar için madden ve manen aşağılayıcı nitelikteki 1919 Versailles Antlaşması’ndan sonraki dönemde, tanrıyı temsil ettiğini gösteriyordu:

İyiliksever bir tanrı, çocukların ve hayvanların dostu, bir doğa aşığı ve lekesiz, temiz bir insan!

Yüksek müsaadelerinizle, hoş ve boş vakitlerimi koyu muhabbetle, dobralıkla, ironiyle ve ziyadesiyle mültefit bir şekilde kullanmaya devam edeceğim.

Tanrı bizi tanrılardan korusun, âmin!