Toplumsal gündemin uzatmalı tek maddeli hali devam ediyor, ama bu sefer seyir ucu açık bir mecrada ilerliyor.

Tıkanık ve kabız kamusal ifade tarzlarının hızla marjinalleştiği, uçlara savrulduğu, diyenin dediği için komikleştiği bir geçiş dönemindeyiz. Duyguları kaynatan, kanı kabartan hamasetin, iyiden iyiye komikleştiği bir dönemdeyiz.

Türkiye’de “Kıbrıs savunuculuğu” yapmak durumuna gelenlere bakınca, durumu somutlaştırabiliriz: İşçi Partisi, CHP, Ankara Ticaret Odası, Ülkü Ocakları, Türk Ocakları ve türevleri…

Kıbrıs’ta da durum pek farklı değil. UBP’nin hızla Tahsin Ertuğruloğlu çizgisine kayması, Denktaş’ı ihanetle suçlayıp neredeyse çarmıha germeye yeltenen kadim müttefikleri…

Demek yerine eylemek zamanında oluştan mankul söylemsel devinimin hızı, yer yer endişe yaratıyor. Aktörleri, herhangi bir yerde sağlam durmak gibi muhafazakar veya doğal arayışlara itiyor.

Bir dönem solun şimdilerde ise sağın kendi olmak ve kendini farklılaştırıp “net” bir şekilde ifade etmek için “sağlam durmak” diye tarif edilen bir kararlı bir pozisyon alış trendine kapıldıklarını yaşadık.

Şimdi aynı süreç yeniden karşımızda ve aktörleri bir girdap gibi içine çekiyor. Durumdan vazife çıkarmanın ideolojisi olmaz: Bu sefer girdaba kapılanlar sağ cenahtan.

Girdabın gücü karşısında söylenenlerin içeriği değil şiddeti ağır basıyor; ne söylendiği değil nerede söylendiği öne çıkıyor.

Şimdi sağ cenah için en önde gelen husus pozisyon kanıtlamak, haklılık ıspatlamak. Belki referandum sürecinde oluştan, belki de hakim söylemin keskin dönüşümünde kaybeden/gözden düşen konumunda olmaktan kaynaklanıyor.

Dil böyle bir dil olduğu sürece, dönemler değiştikçe bu dil içinden konuşan aktörler değişecek, değişen de başka birşey olmayacak.

Pusuya yatıp bu tekerleğin dönmesini bekleme pozisyonu devam ettikçe, birbirini tüketen ve gürültüye dönüştüren sağırlar diyaloğu devam edecek.

Böylelikle üretken diyalog kültürü yerine, karalama hamaseti furyasının parlak yıldızları altında bir elinde rakı diğer elinde visky kadehi, sıcak lahmacun servisi yapılmasını bekleyen yarı aç süslü kokteyl müdavimleri, siyaset sahnesinde bir hayalet gibi dolaşıp duracak.