Hep diyorum “diline geleni tutma, hemen söyle”, “aklına geleni bekletme, hemen yaz” diye de, kime diyorum? Bir kendime söz dinletemiyorum zaten! Kendimin dili de çok yandı bu patavatsızlıklardan.

Etimolojisini incelemedim lakin bu ‘patavatsızlık’ ile ‘pervasızlık’ aynı kökten çift yumurta ikizi kardeş kelimeler olabilir. Evvel zaman önce hatırlamadığım bir yer ve şekilde, anımsamadığım bir şahıs söylemiş veyahut yazmış olabilir.

Çünkü Farsça’da sesli harfler yazılmaz imiş de okunurken ilave edilirmiş. O cihatle ptvtsz ile prvsz birbirine çok benzeşik duruyor. Herhalde Farsça kökenlidirler. Emin değilim… Belki de Arapçadır. Dilde köken meselesi, her köken meselesinde olduğu gibi karmakarışıktır malumunuz; bu nedenle gelenek olduğu şekilde esası teşkil eden ayrıntıları haliyle çaktırmadan teğet geçiyoruz.

Biz esas mevzuya girelim artık: Ciğer-babutsa ikilisinin siyaseten ikramını müteakiben siyaseten kontr çekilerek izaz edilen sıcak süt ve süzme yoğurt meselesini teferruatıyla kaleme almayı düşürken acil bir durum çıktı.

Bir nevi olağanüstü, bensiz icrası mümkün olnayan bir hal olduğundan “1 Büyük Var” eylemine katılmam farz oldu, yazı da yalan oldu. Sabahın ilk ışıklarıyla bir de ne göreyim sevgili okuyucularım?

Muhteremler yazmış…
Havadis Gazetesi’nin muhterem köşe yazarları meseleyi benden evvel kaleme almışlar, ince ince incelemişler, oldukça sık dokumuşlar ve ortaya beni dahi kıskandıracak şaheserler çıkarmışlar! Beni bu kibrim mahfedecek bir gün, biliyorum. Hatta bir büyüğüm “burnun yere düşşe eğilip almazsın” deyip ‘ciğerimi okuduğunu’ ifade etmişerdi vakti zamanında…

Hemen tedbir alıp bir daha atlatılıp gündemden düşmemek için ellenmemiş konuların keşfi çalışmaları maksatları bakımından, günümü son damlasında kadar bir tamam harcadım. Hatta katılımcı gözlemler yapmak için dere tepe düz gittim. “Diline geleni tutma hemen söyle” ve “aklına geleni bekletme hemen yaz” sözlerini kulağıma küpe yapmaya söz verdim. İşte o sözü verdiğim an Allah yüzüme baktı:

CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu’nun Doğuş Derya’ya gösterdikleri toleransı hükümet olduktan sonra bir kez daha göstermeyecekleri açıklamasını okudum. Şükürler olsun, el değmemiş bir konuyu işleyebilme fırsatını bana verdiği için kendilerine müteşekkirim! Biliyorum ki meseleyi ele alanlar illa ki olacaktır. Bu da adil bir rekabetin eş zamanlı eşitlikçi ifadesi olması hasebiyle, iyidir yani.

Ağzına biber sürme tadında…
Hazretlerinin açıklaması acı ve bilhassa gayetiyle tazeydi. Mutlaka okumuş olduğunuzdan, kıymetli mahdut ortak alanımızın ziyan olmasına yol açmamak maksadıyla tümünü, disiplini bozmadan, tam da tahmin buyurduğunuz gibi, alıntılamayacağım. Zaten vekillerimizden Doğuş Derya’nın vicdanının sesini açık etmesine ilişkin genel başkanlarının o meşum açıklamasının da esası, vicdan meselesini parti disiplini meselesine indirgiyor.

“Bir milletvekili bir partiden seçildikten sonra partisine karşı da sorumludur” cümlesindeki en önemli kelime “da”dır. Hatta bu “da” siyasi hayatımızın geleceğinin şekillenmesine yön verebileek kıymettedir de.

Kendimi tutamıyor, genel başkanlarının o meşum açıklamasından bir kuble daha alıntılıyorum izninizle:

“Tabii ki farklı düşünen insanlara saygım vardır ama hükümet edilirken, sorumluluk doğrudan halka karşıdır. Bu bakımdan parti başkanı olarak, burada gösterdiğimiz toleransı hükümet ederken, gösterme hakkımız da yoktur. Burada gösterdiğim toleransı hükümet ederken göstermeyeceğim.”

Şimdi CTP Disiplin Yönetmeliği gibi bir evrağın suç, kabahat ve ceza üçgeninde kaybolmaya hiç ama hiç niyetim yok. O benim işim de değil zaten. Kuvvetle muhtemel her disiplin yönetmeliğinde olduğu gibi, bir daha aynı şeyi yaparsa ya kınayacaklar, ya partiden atacaklar.

Hemfikirizm!
Özkan Yorgancıoğlu yeni vekil Doğuş Derya’nın ünü sınırları aşan meşhur metnindeki “bazı kelimelerine katılmasak da” derken hangi kelimeleri işaret etti çok meraktayım. İlk görüşte soracağım kendilerine, söz.

Kısmetli bir günümde olduğum için yaradan yüzüme aynı gün içinde ikinci sefer de baktı. CTP-UBP görüşmesinin ardından ajanslardan şu haber düştü:

“Yorgancıoğlu, ilk bakışta hemfikir oldukları planı UBP’li yetkililerin kendi parti organlarında 2 gün içinde değerlendirip, alternatifleri de varsa onlarla birlikte geri dönüş yapacaklarını söyledi”.

Yüce Rabbim büyüksün! Kısa bir müddet evvel eski Cumhurbaşkanı Talat ile Hüseyin Özgürgün “UBP’nin eski UBP olmadığı” hususunda hemfikir olmuşlardı. Takiben vekil Doğuş Derya ile Başkan Yorgancıoğlu’nun hemfikir olmadığı açık oldu. Hemen ertesinde de CTP ile UBP’nin hemfikir olduğunu öğrendik.

Ciğeri ayrını, babutsayla sıcak sütü yazamadık diye hayıflanırken yepyeni bir ideolojik kavramla müşerref olmama vesile olan ilgili taraflara müteşekkirim: Hemfikirizm!

Şimdi bu ideolojik mesele teknik olduğundan, layıkıyla tahlil edilmesi zaruret arz ediyor.

Beni bilen okuyucularım bilir de, kazayla ilk sefer günah işleyenler açısından yol gösterici olması maksadıyla, ben kıymetli köşe yazarına ayrılan kıymetli alanın 700 kelimeyle sınırlı olması hasebiyle meseleye gereken özeni gösterememe ve açıklayıcı olmama riskini alamayacağımdan, hemfikirizm ideolojisi incelememi, ileriki günlerde tefrika edeceğimi belirtmek isterim.

Esas merak ettiğim Doğuş Derya’nın milletvekili mi seçildiği, parti vekili mi… Lakin aramız açık, sormak bana kısmet olmayacak diye bedbahtım!